Birkaç down sendromlu gençler bir araya gelerek güzel bir cafe açtılar.
Amaçları devlete fazla yük olmadan hayatlarını idame edebilmek.
Valilikten, belediyeden ve çevre halkından tek bir istekleri var, öz güvenlerini yitirmemek.
Yaptıkları işte başarılı olmak.
Bahsettiğim cafe Trabzon ilindedir.
Eşim edebiyat yazarı, İnci Hanım eş dost ve arkadaşlarını alarak mekana gittiler. Hem bu gençlerle söyleşide bulundular. Hem de ikramları geri çevirmediler.
Gençler misafirlerini iyi karşıladılar,
Onlar için bir şeyler yapmak istediler,
Çaylar içildi ve koyu bir sohbete başlandı.
Down sendromlu gencin biri, halk bizi anlamıyor dedi, bizi hasta olarak görüyorlar, oysa biz hasta değiliz.
Biraz ilgi ve alaka, genç yaşlarda iyi bir eğitim öz güven kazandırır dedi.
Diğer genç hemen atıldı;
Bizden manken olanlar, mühendis olanlar, eğitmen olanlar var.
Bizden sevgi ve şefkat eksilmesin.
Biz sadece birazcık ‘’FARKLIYIZ’’ dedi.
Peki ne demek down sendromu?
Down sendromu, genetik bir farklılık, bir kromozom anomalisidir. En basit anlatımı ile sıradan bir insan vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken Down sendromlu bireylerde bu sayı üç adet 21. kromozom olması nedeniyle 47 olmaktadır. Down sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır.
Her çocuk gibi Down Sendromlu çocukların da kendilerine özgü bir gelişimleri, yetenekleri, kişilikleri, düşünceleri, sosyal yaşantıları vardır. Yaşamları boyunca edinecekleri davranışlar, huylar vardır. Bunların şekillenmesi her çocukta olduğu gibi Down Sendromlu çocuklarda da aileyle, eğitimle, sosyal çevreyle yakından ilişkilidir. Down Sendromlu çocukların bazı becerileri edinebilmesi için desteğe ve sevgiye daha cok ihtiyaçları vardır. Bu destek ve sevgiyle, geç de olsa yürüyebilir, konuşabilir, okula gidebilir, okuyup yazabilir, meslek edinebilirler.
Değerli okurlar bu gençlere karşı sağduyulu olmalıyız.
Bu çocukları gördüğümüzde öpelim, sarılalım, uzaklaşmayalım ve uzaklaştırmayalım.
Unutmayalım bunlar bizim çocuklarımız.