İzmir’in caddelerinde dolaşıyordum. Köpek gezdiren bir bayan gördüm. Köpeği gerçekten çok sevimli idi. Bende sevgi dolu gözlerle köpeğe baktım. Bayan yanıma gelerek arkadaş dedi, görüyorum ki köpeğe bile sevgi dolu gözlerle bakıyorsun. Bundan daha iyi, daha sadık bir dost bulamazsın bunlar hem yararlı hem de sırdaştır. Ne demek istediğini yıllar önce anlayamamıştım.
Ancak geçen hafta bir mecliste otururken arkadaşın birinin anlattıkları gerçekten inanılır gibi değildi ve yıllar önceki yukarıdaki diyaloğu aklıma getirdi.
Buyurun sizinle paylaşıyorum.
Adamın biri köyde yalnız yaşıyormuş. Bu vatandaşa yoldaşlık yapan bir de köpeği mevcutmuş. Adam köyde ineklerini otlatır, bunları sağar, sağdığı sütü satar ve hayatını idame ettirirmiş.
Bu vatandaşın bir de alışkanlığı var mış her sabah sağdığı sütü kaynatır ve bir iki bardak ta içermiş. Zindeliğini de içtiği bu sütlerin minarelerine borçluymuş.
Bir gün gene kalkmış. Sütünü hazırlamış tam içecekmiş ki yoldaşı olan can dostu köpek acı acı havlamış ve sütü içmesini engellemiş.
Bizim köylü anlayamamış hatta köpeğin hareketlerine de anlam verememiş.
Tekrar bardağı ağzına getirmiş ama gene içememiş. Çünkü köpeği onu tekrar rahatsız etmiş.
Köylü durumu anlayama çalışmış ama bir mana da verememiş.
Köpek durumu fark edince sütü kendi içmeye başlamış.
Bir süre sonra, köpeğin karnı şişmeye başlamış ve ağzından salya akmaya başlayarak can vermiş.
Ev sahibinin göremediğini köpeği görmüş sahibini tehlikeden korumaya çalışmış ama sahibi durumu anlayamayınca köpeği kendini feda etmişti.
Ev sahibinin göremediği şey, hazırladığı sütten bir süre önce zehirli bir yılanın süt içmesiydi.
Evet dostlar, şöyle bir düşünelim. Eşimiz, dostumuz ve arkadaşımız için kim canını feda eder.
Kim daha insan, ve ya kim daha köpek karar sizin.
Günün Sözü: Hatasız dost arayan dostsuz kalır.