Ülkemiz de kadın düşmanlığı çığ gibi büyüyerek devam ediyor. En son bir tiyatro oyunun da kadınların rolleri kısıtlanarak sahneye çıkmaları engellendi ve pasifize edildiler. Kadınlar sahnenin kıyısında aktif rol almadan bekletildiler. Her ne kadar oyunun içeriğini engelleyen muhterem kadın düşmanı, kadınların oyun oynamasını engellemediğini inkar etse de ne yazık ki gerçek, oyuncuların ikrar etmesiyle gün yüzüne çıktı.
Anlamıyorum, bu muhteremleri de bir kadın doğurmadı mı, sütü ile beslemedi mi, bu düşmanlık riyakârlık nereden geliyor. Bu kadın düşmanlığı nereden geliyor.
Birisi çıkıyor kadınlarınızı dövün, kadın dövüldükçe şükredermiş diyor.
Bir başkası başı açık kadın, perdesi olmayan veya açık eve benzetiyor. Yani diyor ki o tür kadınlar meşreptir, davet kardır.
Başka biri kadınları sadece cinsel obje olarak görüyor.
Hani cennet anaların ayağının altındaydı.
Ne oluyor biz Müslümanlara, aramıza kin tohumlarını kim atıyor. Kadınları bu denli aşağılanmasına kim neden izin veriyor.
Edep yahu edep artık.
Bu arsız, namussuz düşüncelerden bıktık artık.
Düşün kadınların üzerinden be…!
Sizin erkekliğiniz yerin dibine batsın.
Sevgi, saygı hoş görülü olmayı unuttuk.
Sahi hukuk nerede, kadınlara bunca yapılan saldırı ve haksızlıkların karşısında hukuk ne işe yarıyor. Neden susuyor ya da susturuluyor.
Anlamadınız mı hala, nerenizi yırtarsanız yırtın, kadınları eski çağlara sürükleyemeyeceksiniz.
Onlar hayatımızın her basamağında vardır ve var olmaya devam edeceklerdir. Kadın düşmanlığı artık sınır tanımıyor.
Sizi büyüten ananıza, her şeyinizi paylaştığınız eşinize, kız evlatlarınıza hiç mi saygınız yok.
Embesilli beyinler kadınlardan neden intikam alıyorlar, elbet bir gün anlayacağız. Asıl o zaman bu muhteremlerin ampulü sönecektir.