Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Fahrettin Koca olalı böyle zulüm çekmemiştir.

Bakan akşamları çıkıyor televizyona başlıyor konuşmaya.

“TEMAS içinde olmayacağız,

Araya MESAFE koyacağız,

Kendimizi İZOLE edeceğiz.

Birimizin tavizi, hepimizi ilgilendirecek ciddi sonuçlar demektir.

Stratejimiz sabit hayat olmalıdır.

YUVAMIZ, GÜCÜMÜZDÜR.

Şehirlerde hareketlilik ne kadar azalırsa o kadar hızlı galip geliriz.”

***

En son virüsün çok yoğun yaşandığı İstanbul’dan,   İstiklal Caddesinden bir resim attı sosyal medyaya.

"İstiklal caddesi, bugün iyi bir görüntü vermedi. Bir kareye bu kadar insan girmesi için çok erken. Dedi.

***

Dünya devi Amerika dahi Corona karşısında çaresiz.  Peşpeşe ölümler yaşanıyor. Halk panik içerisinde. Cadde ve sokaklarda ceset kokuları yayılıyor. Durum bu kadar vahim.

Hal böyleyken, biz ne yapıyoruz.

Dinlemiyoruz…

Umursamıyoruz…

Dahası ciddiye almıyoruz.

Cadde ve sokaklarda hiçbir şey yokmuş gibi normal yaşamımıza inatla devam etmeye çalışıyoruz.

Ve Fahrettin Koca…

Surat ifadesi çok şey anlatıyor aslında.

Anlayana çok önemli mesajlar veriyor.

Kibar adam,

Naif kişilikli,

Kendisine soru soran muhabire teşekkür edecek kadar düzeyli bir bürokrat, alçak gönüllü ve bir o kadar hoş görülü.

Lakin korkuyorum bir gün.

Bir akşam televizyonlara çıkıp, en son bilgileri verip,

Adamcağız kan çanağına dönmüş ve moraran o gözlerini kameralara dikip zıvanadan çıkmış bir halde, bizlere seslense.

İster misiniz, “Sizin yaptığınız işe… “ diye başlayıp söze,

“Alın atınızı verin tımarımı” dercesine konuşarak bitirse son sözlerini…

Hiç şaşmam, şaşırmam vallaha.

Koca’nın dilinde tüy bitti.

Bıktı adam.

“Sosyal mesafe” diyor,

“İzolasyon” diyor,

“Temas içinde olmayacağız” diyor,

Ama kime diyor?

Bir kulağımızdan giriyor, diğerinden çıkıyor.

İkazlara kulak verin, bedelini ağır ödeyeceğiz sonra…