Sonunda başarıyoruz galiba. Kedi olalı, fare tutmaya başladık sanki.

Artık sadece boş konuşmuyoruz daha önceleri gibi. Harekete geçmeye, sonuç almaya başladık.

Olumlu, somut, yüz güldüren, dahası bu şehrin geleceği adına umutlu adımlar atıyoruz…

Geçtiğimiz hafta Çambaşı’ndaydım. Denizden 2 bin metre yükseklikteki Çambaşı Yaylası'na çıkım.

Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından 2’si suit, 10’u standart olmak üzere 12 ahşap bungalov ev inşa edilmiş durumda.

İlgi büyük. O kadar yoğun ki; rezervasyon için çok ileri tarihler veriliyor. Kar motoruyla ulaştıkları özel tasarımlı bungalov evlerde kalanlar, kış güzelliğinin yaşandığı yayladaki, eşsiz manzaranın da keyfini çıkarıyor.

Şehrin gürültüsü, iş stresinden uzak, harika vakit geçirmek için oldukça uygun bir yer.

Sessiz, sakin, huzur dolu…

***

Ordulular Çambaşı’na akın ediyor.

Moral depolamak isteyen vatandaşlar özellikle hafta sonlarını güzel geçirmek, kar keyfi yapmak ve zamanı iyi değerlendirmek amacıyla Çambaşı’na alıyor soluğu.

Bölge turizmine katkı sunması amacıyla, yapım aşaması ve çevre düzenlemesinin tamamlanmasının ardından hizmete açılan bungalov evler, kısa sürede, yerli ve yabancı ziyaretçilerin beğenisini topluyor.

Kar yağışının sürekli etkili olduğu yaylalarda belediye ekipleri, temizleme ve tuzlama çalışmasını da sürdürüyor.

Yol açık…

Manzara her mevsim müthiş güzel…

Ve beyaz en güzel renk bence…

***

Biz bu turizmden ekmek yeriz.

Biz bu turizmden kazanır, bu şehri yüceltir, büyütürüz.

Elimizde böylesi güzel bir tesis var. Yaylalarımız var. Havaalanımız var, Karadeniz Akdeniz yolu bitti bitecek. İyi, etkin ve verimli bir tanıtım, profesyonel pazarlama politikası uygularsak,  sesimizi duyurabiliriz…

Yeter ki; aklımızı kullanalım,

Yeter ki; fare tutmayı kafamıza koyalım…