‘Kasap et derdinde, koyun can derdinde’ diye bir Ata sözü var bilirsiniz. Türk Milleti, demokrasi adına tarihi bir sınavdan geçti. Tam oturmuş yaraları sarmaya başlamışken, bu belanın tamamen nasıl temizlenir, bu nifak tohumları bir daha ürememek adına hangi kör kuyulara gömülür? Bu ve buna benzer çareler ararken, art niyetli bazı insanlar yine bu milletin üç kuruşuna göz dikerek evleri ve insanları nasıl soyar ve nasıl dolandırırız hesapları yapmaya vakit kaybetmeden başlamışlar yine.

Ahlaksızlığın, haysiyetsizliğin, şerefsizliğin en üst sıralarında yer alan hırsızlık ve dolandırıcılığı meslek edinen izzeti nefisten yoksun kişiler, mesleklerini icra da hiçbir insafsızlık ve vicdansızlıkta da geri kalmıyorlar.

Efendim, muhtar camiasında ki arkadaşlarımın bazılarından aldığım duyumlara göre, İlimizde yine bazı sahtekarlar kendilerini güvenlik güçleri gibi gösterip, bazı evlere girmeye çalışmışlar.

Siz siz olun sakın bu tür insanlara güvenmeyin ve itibar etmeyin. Bakın bu konu da Ordu Valiliği de, Ordu Emniyet Müdürlüğü ve Garnizon Komutanlığı da sık sık uyarılarda bulunuyor, “Bu tür insanlara sakın inanmayın ve hemen ihbar edin” diyorlar. Ayrıca yine ilimiz genelinde Toplum Destekli Polislerimiz de bu konu üzerinde oldukça hassas ve titiz bir çalışma yapıyorlar.

Siz siz olun, kapınıza gelen veya kapınızı çalan herkese hemen güvenmeyin. Güvenilecek tek merci devletin askeri, devletin polisi ve devletin muhtarıdır. Devletin gerçek kolluklarını, sahtekarlardan ayırmak hiç de zor olmasa gerek. Siz siz olun kapınıza ve zilinize dayanan, işyerinize gelen, telefonla arayıp kendilerini başka başka tanıtanlara sakın inanmayın.

Unutmayın!..  Çevireceğiniz üç rakam, 155 ve 156 bakın Devletimiz bize bir telefon kadar yakın… OHAL’de dolandırılmayalım. Ne dersiniz?