Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizi malum hepimiz biliyoruz. Zamların tavan yaptığı, yükselen enflasyon karşısında orta direğin bile ortadan ikiye ayrıldığı bu süreçte Allah, milletimizin yardımcısı olsun. Daha ay gelmeden aylığı bitirenler, daha fındık gelmeden parasını tüketenler, kredi üstüne ek krediler, patlayan kartlar, gümleyen çek ve senetler karşısında bilançomuz pek de iç açıcı değil.

İki gündür Ordu’da sahadaydım. Yaptığım keşif ve analizlerde Ordu’nun ekonomik yönden büyük bir buhran içinde olduğuna tanık oldum. Memurun, işçinin ağzını bıçak açmıyor. Esnaf ve emeklinin durumları içler acısı hele hele esnaflarımız çok mağdur ve bazı konularda da perişan ve çaresiz. Dar gelirli vatandaşlarımıza da bir dokunup bin ah işitiyoruz.

En işlek ve en sosyete semtten başladığım keşifte Düz mahalle fidangör de daha kış sezonuna hazırlık yapıldığı şu günlerde esnafın yüzde 90’nında indirim ve kapatıyoruz yazıları vitrin camlarında yerini almaya başlamış. Konuştum birkaç esnaf arkadaşla, “Abi iş güç yok zaten birde dükkan kiralarının çok pahalı olması nedeniyle mecbur indire indire, bitire bitire kapatmak zorundayız” deyiverdiler.

Rotayı Tahıl ve Köprübaşı muhitlerine çevirdiğimde de manzara da aynı, serzeniş ve yakarışlarda hep aynıydı. İşlerin kesat gittiği ve yüksek dükkan kira bedelleri bu noktalarda da esnafı kapatmaya zorlamış. Yenimahalle’den otogara kadar olan mıntıka da esnaflar acil can suyu kredisi sağlanmazsa 2020’yi dahi göremeyecekleri iddialarında bulundular.

Zübeyde Hanım ve Süleyman Felek’de de durum hiç de iç açıcı değil. Fındık ve sonbahar sezonlarından umduklarını bulamayan esnaflar, kara listede ki esnafların da sicil affı ile birlikte yeniden ayakta tutulması halinde ekonominin sürdürülebileceği inancını taşıyanların sayısı da az denilmeyecek kadar hayli fazla.

Uzun lafın kısası şu ki, iyi değiliz, iyi halde hiç değiliz, sıcak para yok, işler kesat, borçlar boyu aşmış, insanlarda tahammül kalmamış ve insanlar cinnet geçirme noktasına gelmiş. Görünen köy Ordumuzda, gördük ki esnaf indire indire, bitire bitire kepenk kapatmaya başlamış. Köyün klavuzu olarak gezdiğime de, gezeceğime de pişman oldum Vallahi…