İktidar hasbelkader bir muhteremi dairenin başına müdür yapar.
Müdür efendi kanun yapanlara imrenmiş olacak ki, devletin aracını usulsüz bir şekilde emniyet şeridin de seyrettirir.
Aracın tepesin de de mavi ikaz lambası yanar.
Hükümet ve iç işleri bakanlığı birkaç ay önce almış olduğu bir kararla bu tür hareketleri kısıtlayıcı ve engelleyici tedbir aldığı da bir gerçektir.
Hal böyleyken devlet karayolunda usulsüz seyreden aracı ve sürücüsünü mahalde görevli trafik polisi durdurur.
Aracı kenara çektiren trafik görevlisi sürücüden evrakları ister. Müdür efendi şaşkındır. Araçtan iner veya inmez orası bize uzak, ancak dava açan trafik görevlisinin avukatının beyanına göre
Muhterem müdür efendi, trafik görevlisini aşağılayarak,
Ben kimim biliyor musun diye yumurtlar.
Görevli memur umursamaz sizin kim olduğunuz bilmiyorum ama emniyet şeridini ihlal ettiniz ceza yazacağım der.
Muhterem müdür efendi ben sana gösteririm der.
Ceza makbuzunu alarak mahalden ikiler.
Ancak kızgın boğalar gibi solumakta ve sağı solu, ve görevlinin müdürlerini, siyasileri devreye sokar,
Ve…
Sahipsiz trafik görevlisi derhal açığa alınır.
Neden?
Görevini yaptığı için.
Trafik görevlisi memurun müdür yardımcısı da olaya çok ca vakıfmış gibi muhterem müdürünün kesilen cezaya değil de, 50 dakika bekletildiğine dem vurmuş ve görevlinin onun için açığa alındığını yumurtlayı vermiş.
Cesur yürek görevli memur, hakkını mahkemelerde arıyormuş.
Umarım bağımsız Türk adaleti hakkaniyetle karar verirde hak yerini bulur.
Her zaman dedim demeye de devam edeceğim.
Türk güvenlik güçleri, amirleri memurları, hükümetlerin, siyasetin değil de, devletin, milletin emrinde ve hizmetinde olduklarını unutmamalıdırlar.
Sonra birileri görevlerini ifa edemezlerse kimse polisi, askeri suçlamasın…