Kur'an-ı Kerimde genel olarak Müminler, Kafirler ve Münafıkların özelliklerinden yaptıklarından ve yapacaklarından bahsedilir. Ancak en çok ayet Münafıklar hakkındadır. Şimdi Kurana göre münafıkların özelliklerini anlatalım.
Bakara, 9:Müslümanları aldatmaya çalışırlar: "Allah'ı da, mü'minleri de güya aldatırlar. Halbuki onlar kendilerinden başkasını aldatamazlar da yine farkına varmazlar."
Bakara, 10:Kalplerinde hastalık vardır: "Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için acıklı bir azap vardır."
Fesatçıdırlar:
Bakara, 11-12:"Kendilerine yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman 'biz ancak ıslah edicileriz' derler. Gözünü aç, onlar muhakkak ki fesatçıların ta kendileridir. Fakat farkında değildirler."
Müslümanları Küçümserler:
Bakara, 13: "Onlara 'insanların (müslümanların) inandığı gibi inanın' denilince, 'biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?' derler. Dikkat et ki (asıl) beyinsizler hiç şüphesiz kendileridir. Fakat bilmezler."
Müslümanları alaya alırlar:
Bakara, 14:"Onlar mü'minlerle karşılaştıkları zaman '(biz de) iman ettik' derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: 'biz sizinle beraberiz, biz onlarla sadece alay ediyoruz' derler."
Kâfirleri dost edinirler:
Nisâ, 139:"Onlar, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinenlerdir. İzzeti (güç ve şerefi) onların yanında mı arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir."
İman ile küfür arasında bocalarlar:
Nisâ, 143:"Onlar, iman ile küfür arasında bocalayan bir sürü kararsızlardır. Ne onlara ne (bağlanıyorlar), ne bunlara."
Dini, yalnız bir tarafından tutup, bir yönüyle kulluk ederler:
Hacc, 11: "İnsanlardan kimi, Allah'a (dinin yalnız bir tarafından tutup) yalnız bir yönden kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa buna pek memnun olur, yapışır. Eğer bir musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüzçevirir). O, dünyasını da ahiretini de hüsrana uğratmış, kaybetmiştir. Bu, apaçık zararın ta kendisidir."
Allah'ın indirdiği ile değil; tağutun hükmü ile hükmedilmek isterler: