Düşünüyorum, son günlerde siyasetten tutun spora kadar hemen her bir konuda hiç de rahat değiliz. İşe siyasetten başlamak gerekirse, herkes günah keçisi, herkes suçlu, herkes töhmet altında. Doğru kim? Kimler doğru, belli değil. Rahat değiliz.
En hassas noktamız eğitim. Çocuklarımızı kimlere teslim ediyoruz. Talim ve terbiyecilerimize karşı tamamen Allah’a kalmış bir durumdayız. Zihniyetlere örülecek olan örümcek ağları karşısında da yine vicdanen rahat değiliz.
Başımız ağırsa kalpten hasta çıkıyoruz, ayağımız incinse kafadan rahatsız çıkıyoruz. Neremiz hasta, neremiz sağlam o da belli değil. Bu yüzden çok ender doktora gidiyorum. Çünkü bedenimin hiçbir organı rahat değil, rahat değiliz ki doktor kültürümüz de artsın.
Gezmek, tozmak, yürüyüş yapmak, hareketli olmak, sporun ufak detaylarını tatbik etmek noktasında da rahat değiliz. Sözlü tacizler, görsel tacizler, argo argo hareketler ve tavırlar karşısında da inanın rahat değiliz. Neremize bakarlar, niye bakarlar, niye döver, söver ve hiçbir şey olmamış gibi çeker giderler. Kısacası sokağa çıkma konusunda bile rahat değiliz.
Diyalog kadar güzel bir şey yoktur aslında. İnsana dokunmak gibisi var mı? Ama gelin görün ki, bir masa başı kaptığında küheylan kesilen, bir üniforma sırtına geçirdiğinde aslan kesilen, üst olduğunda kendini paşa zanneden muhteremlerle konuşmak noktasında da rahat değiliz. Azarın biri, bin beş yüze satılıyor bu ülkede. Bir işin veya bir talebin olmaya görsün. İşte bu noktada da rahat değiliz.
Unuttuk her şeyi, paylaşmayı, sevgiyi, sevdalanmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı, unuttuk her şeyi. Yanı başımızda ki, altımızda ve üstümüzde ki konu komşuyu da unuttuk. Konu komşuda kimmiş ki, insanlar hısım akrabalarını unutmuş. Kendi benliklerini, kimliklerini, şahsiyetlerini, değerlerini unutmuş. Vicdan ve merhamet konusunda da hiç rahat değiliz.
Ben bir damlayım. Düştüm suya, halkam ne kadar genişler bilmiyorum. Ben suya düşmek konusunda rahatım. Peki kendilerini halka yapmak için suya düşmeye hazır ne kadar insan çıkabilir? Ya hiç çıkan olmazsa? Ama ben yine de vazgeçmiyorum belki de bu anı bekleyen insanlar çıkabilir diye salıyorum kendimi suya. Bakın insanları düşünme noktasında bile rahat değiliz vesselam…