Dört denizi bulunan ülkemizin dört coğrafi bölgesinin üçü turizmde ihya olurken, Karadeniz’de patinaj hala devam ediyor. Marmara, Ege ve Akdeniz her yıl turizm gelirlerinden önemli ölçüde payını alırken, Karadeniz turizminin can çekişmesi de dikkatlerden kaçmıyor. Peki nasıl ve neden mi?

Karadeniz’de turizm alanında farklı illeri ele almak veya örnek göstermekte mümkün ama biz kendi ilimize bakalım dedik. Son sezonda sözde bütün oteller ful çekmiş, restoranlar tıka basa dolmuş, tarihi ve kültürel mekanlar ziyaretçi akınına uğramış, mış mış ta mış mış.

Edindiğim bilgilere göre doluluk oranları yüzde 35’i geçmemiş. Restoranlar, turizm işletmeleri zarar etmiş, bu işletmeciler son üç aydır emlakçıların yolunu tutarak kiralık veya satılık ilanları vermeye başlamış, ama ilgililerine sorsak her şey güllük gülistanlık.

Ordu turizmini felç eden bu zihniyetin kabahati özründen büyük diyeceğim ama ortada bir özür de yok. Siz, Turizm İşletme Belgesi olan işletmelerde yok onu sat, bunu satma, yok sen onu içir, bunu içirme, eğer yaparsan bir kulp bulur mekanını kapatırız diye şifaen baskı kurup, kafanıza göre turizm uygulaması yaparsanız sonuçta milletin kapıya kilit vurmasıyla noktalanır.

Yıllardır bu konuda çok yazdım ve eleştirdim. Eleştirmeye de devam edeceğim. Beyler, “Turizm İşletme Belgesi” ne anlama gelir? Bu belgenin hizmet noktasında müşteriye karşı mesuliyeti ve mecburiyeti nedir? Bana İl Turizm Müdürü bunun bir izahını yapsın. Turizm İşletme Belgesi olan otel ve restoranların çoğu neden yerli ve yabancı turistlere alkol başta olmak üzere, turistlerin inançları gereği domuz eti, bazı deniz ürünlerini satamıyorlar.

Bu baskı ve dikte talimatları şifaen yapacağınıza aslanlar gibi yazılı talimat olarak yapsanız ya. Yapamazsınız çünkü Turizm Bakanlığının tepenize bineceğini çok iyi biliyorsunuz. Sözde ve göstermelik faaliyetlerle turizm yapılmaz beyler. Yok Arap baharıymış, yok İranlılar akımıymış, yok şu kadar kişi gelmiş, bu kadar kişi gitmiş bunun adına turizm denmez, dense dense sözde turizm denir.

Hadi bakalım 2018’de kapanan veya devredilen otel ve restoran sayılarını kim verebilecek bana, kimse vermez. Ellerinde olmasına rağmen bu gerçeği kimse de açıklamaz. Turizmde can çekişen Ordumuzda daha neler var neler kim bilir? Allah’tan bir Boztepe, bir Kurul bir de Yasonumuz var. Bunlarda olmasa ne yapardık acaba? Sözün özü ve kısası; “Turizmde kendi kendini kandıran kocaman bir Ordu var karşımızda” lafın tamamına gerek var mı?