Kader seçimi, Memleketin bekası, Ülkenin tapusu, Demokrasi seçimi vs. vs. onlarca neden sayılarak 24 Haziran seçimleri gerçekleştirildi. Galip gelende, mağlup olanda şimdi oturup bu fotoğrafı iyi okuması gerekiyor. Seçmen oy kullanmada üzerine düşen vazifeyi yüzde 90’lara varan bir katılımla sağladı. Böylece tüm dünya da örneği bile olmayan bir çoğulculukla dünyaya da demokrasi dersini vermiş oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, balkon konuşmasında da biraz eksiklerinin ve birkaç hatalarının alınan sonuçlarla birlikte ortaya çıktığını belirterek, bundan sonra ki süreçte de bu eksik ve hataların süratle bertaraf edileceğini söylemişti. Yani Erdoğan, hatasını ve eksiklerini ilk fırsatta görme başarısını yaptığı açıklama ile ortaya koydu.
CHP’nin adayı Muharrem İnce ise 41 yıllık CHP tarihinde ilkez partisinin kendisi üzerinden yüzde 30’u geçtiğini, partisinin ise yine yüzde 22 bandında kaldığını ve zaten CHP’nin 40 yıldır sürekli yüzde 23 ila 25’i geçemediğine dikkat çekerek, 50 günlük maratonda ben Muharrem İnce olarak 50 günde bu bandı aşabildiysem şimdi 500 günlük bir maraton başlatıyorum bu 500 günde de neler yapabileceğimizi hep birlikte göreceğiz diyerek partisine ince bir ayar göndermiş oldu.
İYİ Parti adayı ve Genel Başkanı Meral Akşener ise dün akşam saatlerinde yazımı kaleme alıncaya kadar henüz bir açıklama yapmadığı için fotoğrafı nasıl okuduğunu sizler gibi bende merak ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi de zaten beklediği sonucu aldıklarını ve ülkenin bekaasına sahip çıkan Türk Milletine ve ülkücü camiaya yapılan teşekkür ile kararlılığın süreceğinin mesajını verdi.
Hal böyle iken, bütün siyasi partiler kendi pencerelerinden fotoğrafı böyle veya buna benzer bir şekilde okudu. Şimdi kazanan da, kaybedende bir rehavet, bir gaflete dalıp da vatandaşın ne söylemek istediğini, nasıl bir mesaj verdiğini ve sizlerden ne beklediğini, bu beklentileri süratle hayata geçirmenizi sakın göz ardı etmeyin ve kulak arkası yapmayın. Sayılı gün çabuk gelir, çabuk geçer…