Avrupa’dan yeni dönen bir kardeşim ile sohbet ediyoruz. Avrupa’da yaşayanların sosyal hayatı, kanunları, polisle ilişkileri, vergileri vs. üzerinde tartışıyoruz. Her dinlediğim sözcüklerden sonra gözüm faltaşı gibi açılmıyor, şaşırmıyorum desem yeridir.
Hani her zaman diyoruz ya Avrupai gibi olmak, Avrupa’daki özgürlükleri yaşamak. Oysa ne özgürlüğü, ne rahatı, hepsi hikayeymiş, hepsi sadece lafta kalıyormuş.
Avrupa’da halk polislerden çekinmiyormuş adeta korkuyormuş. Polislerin vermiş olduğu emirleri dinlememek ve ya geç hareket etmek sizi ölümle burun buruna getirmeye yetiyormuş.
Avrupa’da halk evlerini onaramıyor, tamiratlarını yapamıyormuş. O nedenle tarihlerinin yok olmasını engelliyorlarmış ama izinsiz değişikliklerde bulunma hakkınız yasakmış.
Bir Avrupalının evine gece yarısı bir otomobil çarpıyor ve şahıslar ağır yaralanmışlar, ev sahibi bırakın yardım etmeyi kıllarını bile oynatmamışlar. Şahısların sabah ölüsü çıkıyormuş.
Vay be evet vay be..!
Daha durun. Sağlık konularında ülkemizden on yıl geridelermiş, basit bir diş dolgusunu bizim paramızla 1000 TL civarında ücreti karşılığı yaptırıyorlarmış. Hastaneleri bakımsız ve kalitesizmiş.
Bir Belçika vatandaşının evi ağacın birine bakıyormuş, yani ağaç manzaralı imiş. Sıkı durun ilgili belediye o vatandaşa 250 EURO vergi kesmiş, belediyenin diktiği ağaca bakıyorsunuz ve manzara seyrediyorsunuz diye.
Siyaset konuşmak hak getire, eğer devleti eleştirdiğiniz duyulursa Polizai kapınıza dayanıyor terörist muamelesi görüyorsunuz.
Avrupalı vergi yükü altında adeta inim inim inliyormuş.
Halk sadece hafta sonu eğlencelere katılıyormuş çünkü hafta içi çalışmaktan pestilleri çıkıyormuş.
Avrupadaki Türkler tedavilerini neden ülke içinde yani Türkiyede yaptığını merak ediyordum. Avrupa pahalı ve beceriksiz tabiplerle doluymuş ta ondan.
Eğitim desen hak getire, halkın çocuklarının gittiği okullar ve üst sınıfın çocuklarının gittiği okullar diye ayrılmış.
Bir kavga esnasında adamda öldürseler kimse kimseye yardım etmiyor, sadece uzaktan seyrediyorlarmış.
Ben bu rejime üstü kapalı komünizm rejimi derim.
Ülkemde yaşamayı her daim bir adım önde görürüm.