Yazımı kaleme aldığım gün Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, Afrin operasyonunu sürdürdüğü 9. Gündü. Bir yandan Türkiye’de ki izlenimleri takip ederken diğer yandan da dünya basınını takip etmeye gayret gösteriyordum.

İçerde ve dışarda bazı artçı mihraklar, yine yaptıkları açıklamalarda sözde barış adına Türkiye’nin ne işi var Afrin’de, Türkiye, Suriye’de arap güvenliğini tehdit altında, silahlar susturulmalı gibi yüzlerce açıklamalar birbirini kovalıyor.

Tabi iki yüzlü Avrupa ve dost görünen hain Amerika’da bu kararlılık karşısında nasıl bir yol izleyeceklerini de net olarak ortaya koyamadılar. Çünkü Amerika ve Avrupa, ihanet sarmalında çarşafa dolandıkları açıkça belli oldu.

Ne işimiz mi var Afrin’de. Afrin’de 40 yıllık birikmiş sabrımız var. Türk Milletinin 40 yıldır dinmeyen kanı ve gözyaşı var. Ne işimiz mi var Afrin’de. Afrin’de 40 yıldır bekleyen Mehmetçiğimin intikamı var. Ne işimiz mi var Afrin’de. Afrin’de, silahla, kanla beslenen empeyalist ve Siyonist güçlere ve bunların maşalarına Mehmetçik tarafından verilecek güzel bir ders var.

Ne işimiz mi var Afrin’de. Afrin’de dünya barışına örnek olarak uzattığımız ve uzatmaya da devam edeceğimiz zeytin dallarımız var. Ne işimiz mi var Afrin’de. Afrinde, gözü dönmüş bebek katillerinin, ana baba katillerinin, sabi sübyanları dağa kaçıranların, kollarını, kanatlarını, başlarını gövdelerinden ayırma işimiz var Afrin’de.

Ne işimiz mi var Afrin’de. Afrin’de, sınırlarımızı ve sınır ötemizi emniyete almak, bayrağımıza, üle bekamıza göz dikenlerin gözünü çıkarmak var. Afrin’de, ülkü ahlakı esasıyla, Türk Birliğini tesis etme ve cihan hakimiyeti hedefimiz var. Görüyorsunuz değil mi? Bunlar sadece beklentilerimizin bir kaçı. Afrin’de barış, huzur ve geleceğin teminatı var. Türküyle, Kürdüyle, Arapıyla birlikte Kandil’i de kurutuncaya kadar çok işimiz var Afrin’de…