Bir şiir okudum, kiminmiş bu diye araştırırken aslında bir çok şiirlerini bestelerini bildiğimiz ama ismini benim bilmediğim bir sanatçı Aşık ile karşı karşıya geldim.
Onun iki eseri ve hayat hikayesi ile sizleri baş başa bırakıyorum.
Dünya arsızındır fırsat pirsizin
Rağbet yalancının refah hırsızın
Azap yoksulundur göçük yersizin
Sararıp ta solmak reva mı bize
Aradan kalktı mı hürmetle hatır
Gelen günler geçen günü aratır
Mazlum Davut Sulari'yi ağlatır
Sefil sergan olmak reva mı bize
Siyah perçemini dökmüş yüzüne
Salınarak gelen hümaya bakın
Kimden söz işitmiş düşmüş hüzüne
Kader yakışmayan simaya bakın
Ak göksün üstüne bir bağ dikilmiş
Bin bir çeşit çiçeklerden ekilmiş
Dün uğradım bir ücraya çekilmiş
Bulut mu kaplamış şu aya bakın
Elin sitemini ağlarken gördüm
Gül dibinde gül sararken gördüm
Bir seher akşamı çağlarken gördüm
Davut Sulari'deki sevdaya bakın
Davuti Sulari
1925-1985. Erzincan’ın Çayırlı ilçesinde doğdu. Asıl adı Davut Ağbaba’dır. İlkokulu Çayırlı'da okudu.
17 yaşında bade içerek aşık oldu. Tasavvuf şairi olan dedesi Kaltık Mehmet Ağa’dan ilk bağlama, şiir ve türkü derslerini aldı. Paşa Doğan adlı akrabasından da aşıklık geleneği ve bağlama konusunda yardım gördü. O dönemden sonra çalıp söyledi.
Konya Aşıklar Bayramının oluşturulmasında emeği geçen Sulari, 4 yıl kadarAnkara ve İstanbul Radyolarında usta bölge sanatçısı olarak çalıştı.
Türkü, atışma, güzelleme dallarında büyük bir yeteneğe sahipti. Özellikle Alevi kökenli aşıklar içerisinde atışma alanında farklı bir yeri olan Sulari'ye bu özelliği, türkülerindeki zenginliğin gelişmesinde önemli katkı sağladı.
Türkiye’nin birçok yerini at sırtında gezerek her gittiği yerde türküler, güzellemeler söyledi. Uzun yıllar çeşitli Avrupa ülkelerinde de dolaşan Sulari, kendine özgü türkü söylemesiyle birçok insanı etkiledi ve kendine özgü bir biçim oluşturdu. Ayrıca Daimi (1932-1983), Beyhani (1933-1971), Kelkitli Serdari gibi birçok aşığa ustalık yaptı.
Aşık Reyhani ile birlikte Türkiye’nin çeşitli yerleri dışında, İran, Irak ve Suriye’yi dolaşarak çalıp söyledi. Özellikle 1970'li yıllarda ise çeşitli Avrupa ülkelerinde uzun süre dolaşarak konserler verdi.
Davut Sulari alışılagelmiş bir aşıklar meclisi sırasında Erzurum’da öldü ve Çayırlı'da toprağa verildi.