Artık Türkiye’de güç Adaletten, hak hukuktan yana yer almadığı sürece ne yapılırsa yapılsın belirli çevreler tüm olayları tüm gelişmelerine Fetö, CIA, ABD, Dış Güçler ve benzerlerine yıkmaya
çalışacaklar.
Hele bazıları var ki bırakın hayali hayal bile olamayacak senaryolarla savunma yapıyorlar.
Aslında yaptıkları tahribat hizmet verdikleri siyasi o düşünceye ve onun liderlerine yapılan en büyük kötülüklerden biri.
Biz ve bizim gibiler zamanında ABD defol, Cemaat örgüttür ve Cumhuriyeti yıkmak için her türlü sızma ve sahte belge üretiyor bir çok cinayetin sorumlusu bunlardır Fetullah Gülen ve cemaatidir derken bize küfür edenler ‘ Hocamız için böyle yazamazsınız çizemezsiniz’ diyerek ayda bir savcılık kapılarında mahkemelerde ceza almamıza hakaretlere uğramamıza neden olanlar bu gün ayni inkarcılıkla kendi davalarına ihanet etmekte liderlerini yanlış düşüncelere sevk etmektedirler.
Ne yazık ki 70’li yılardan sonra tüm iktidarlara sızan ve Ecevit, Çiler, Bahçeli hükümeti ile tam bir derin devlete inen katiler ne yazık ki AKP iktidarı ile iyice cesaretlenip istediklerini aldıktan sonra bu ülkeyi yok etme girişimine bile soyunmuşlardır.
Benim aklımın almadığı bu tuzağa sözde aklı siyasetçilerin düşme gayreti içinde olmalıdır.
Hiçbir şekilde öz eleştir yapmadan başta Zarrap davası olmak üzere her şeyi ret etme mantığına girenlerin samimiyet derecesi her geçen gün düşmektedir.
O yalan bu yalan fili yuttu bir yılan yalanının halka dayatmak bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerin başında gelir ki bu da Fetö ve işbirlikçilerinin işine yarar.
Masalarda ki tekerlemenin başlangıcı ise şöyledir :
Evvel zaman içinde,
kalbur saman içinde,
develer tellal iken,
pireler berber iken...
Ben bağda üzüm bekler,
derede odun yükler iken,
bir varmış bir yokmuş...
Masalın yalanı mı olurmuş.
O yalan bu yalan,
fili yuttu bir yılan...
Bu da mı yalan?