Mehmet Ziya Odabaş

DOĞRU SADECE BİR TANEDİR

2 Mart 2017 Perşembe Saat: 09:16

 

Günlerden bir gün adamın biri 5 küp altınını mahallenin güvenilir adamına, arkadaşına getirir.

Küplerin üstü kapalıdır.

-Komşum şu beş küp zeytinimi al sakla, ben uzun bir yolculuğa çıkıyorum. Yaklaşık iki sene sonra döneceğim der.

-Komşu küpleri alır hay hay der, sen bu küpleri merak etme. Nasıl bıraktınsa öylece alırsın.

Adam 5 küp altınını komşusuna içinde zeytin var diyerek emanet eder. Komşu da emaneti alır ve evinin uygun bir odasına koyar.

Aradan epeyce bir zaman geçer.

Komşu ailece sabah kahvaltısına oturur.

-Hanım nerede bu sofranın zeytini diye sorar.

-Kadın beyine zeytinimiz yeni bitti, çarşıya çıkıp alamadım der.

O anda ev sahibi komşusunun kendisine bıraktığı 5 küp zeytinini hatırlar.

Sofradan kalkar, odaya gider,

İçinden de; ne olacak ki, 5 küp zeytinden bir kahvaltılık alsam, çarşıdan zeytini alınca emanet aldığım kadar yerine koyarım diye düşünür.

Adam küpleri açınca gözlerine inanamaz. Her bir küpün için de yüzlerce çil çil altın vardır. Zeytin yerine altın çıkınca önce şaşıran sonrada sevinen adam. Altınları küplerden alır, kendine yatırım yapar.

Komşu birden bire zenginleşmiştir. Zenginleşmiştir ama,

Kendine altınları zeytin diye emanet eden komşusu da günün birinde çıka gelmiştir.

-Komşum ben geldim der, şu emanet ettiğim zeytinlerimi almak isterim.

-Ev sahibi hoş geldin. Hay hay, hemen emanetlerini sana iade edeyim der. Odaya gider beş küpü alır ve emaneti sahibine iade eder.

(Ev sahibi altınları harcadıktan sonra, tüccardan almış olduğu zeytinleri küpe doldurmuştur.)

Altınların sahibi küpleri açar, açar ama içinden altın değil zeytin çıktığını görür.

-Komşum ben sana zeytin değil altın emanet etmiştim. Sen şeytana uymayasın diye sana altın değil zeytin emanet ettiğimi söyledim. Altınlarımı ne yaptın?

-Ev sahibi hayır komşum, sen bana altın değil, zeytin emanet ettin der.

Konu kadı efendiye taşınır.

Kadı her iki şahsıda dinler, her ikisini de haklı görür.

Peki kararı nasıl verecektir.

Kadı efendi günlerce düşünür ama bir karara varamaz.

Olay mahalle sakinlerince de duyulur ve tartışılmaya başlanır.

Günler geçmek üzeredir. Kadı efendi aciz dir.

Günlerden bir gün kadı efendi mahalle arasında sokaklarda gezmektedir.

Çocukları oyun oynarken görür.

Çocuklar oyunlarına tam da bu meseleyi taşımıştır.

Altın verdim vermedim tartışması yaparken,

Çocuğun biri, Altın değil zeytin vermiş olsaydım. Zeytinler çoktan çürümüş olurlardı. Oysa zeytinler sapa sağlam. Bir odada zeytin 2 yıl saklana bilir mi? der.

Kadı Efendinin o anda kafasında ampul yanmıştır. Kendi çözemediği olayı oynayan çocuklar çözmüştür.

Hemen iki şahsı ve küplerle beraber huzuruna çağırır. Zeytinleri kontrol eder. Zeytinler bozulmamış sağlam olduğunu görür. Anında kararını verir ve külçeleri alan emanetçinin kellesini vurur.

Bu küçük öyküde kaç doğru vardır dersiniz?

Geçenlerde Köprü başın da bulunan bir kaç genç matematik problemi çözüyorlardı.

Soruya bir göz attım, 12.(3461-1453) sorunun sonucu nedir.

Gençlerin hemen hepsi soruyu doğru yanıtladı:

Cevap 24096

Bu problemin yanıtı dünyanın her yanında aynıdır. Çünkü bir doğru vardır. Önce parantez içerisindekileri çıkartacaksın, akabinde 12 ile çarpacaksın.

Konuyu nereye mi bağlayacağım?

Referandum da

PKK

PYD

HDP

FETÖ

AVRUPA

''Hayır oyuna sevinecekler diye ben doğrudan vazgeçemem. Çünkü doğru tektir.