Ufuk ERSOY

K A Z A N

10 Ocak 2025 Cuma Saat: 10:48

Gündem ne çabuk değişiyor.

Öyle acayip şeyler oluyor ki memlekette,

Şaşırmaya fırsat bulamıyor insan.

Ne olduğunu anlamaya, yaşananları süzgeçten geçirip, hazmetmeye çalışırken bir bakıyorsunuz ki başka şey olmuş.

Peş peşe,

Ardı ardına,

Hiç akla hayale gelmeyecek,

Rüyalarınızda görseniz inanmayacağınız şeyler.

***

Nasreddin hocanın kazanı gibi gelişmeler.

Mesele kazan meselesi aslında.

Hani pek bilindik bir fıkradır kendisi.

Bir gün Hoca, komşusundan bir kazan ister, işini bitirince kazanın içine küçük bir tencere koyup iade eder. Kazan sahibi tencereyi görünce: “Bu nedir?” diye sorar.

Hoca cevap verir: “ Müjde! Kazanınız doğurdu.”

Bu haber komşusunun hoşuna gider."Pekâlâ!" diyerek tencereyi kabullenir.

Hoca yine bir gün komşusundan kazanı ister. Alır ama bu sefer iade etmez. Sahibi bir süre bekler. Kazanın gelmediğini görünce, Hocanın evine gelir, kazanı geri ister. Hoca üzüntülü bir çehre ile: “Sizlere ömür, kazan öldü! Der.

Komşu hayretle:“Aman Hocam, hiç kazan ölür mü, deyince, Hoca'nın cevabı hazırdır:

“Kazanın doğurduğuna inanırsın da, öldüğüne niçin inanmazsın?”

***

Memlekette her yeni güne uyandığımızda, yeni yeni kazanlar doğuyor.

Hocanın komşusu gibi davranıyor çoğunluk.

Kazanların doğuramayacağını biliniyor yani.

Ancak doğuran kazanların içindekileri görünce sesleri çıkmıyor.

Mesele kazan meselesi çünkü.

Cevabını bildikleri konuyu kurcalamıyor ve zamanla alışıyorlar.

Hatta kendileri de inanıyor doğurduğuna.

Doğal olarak, kazan öldü dediğinde sessizce kabulleniyorlar.

Hiç kimse, ne kendisine, nede bir başkasına sormuyor.

Kazan doğurur mu?

Kazan ölür mü?

Öldüğünde neler kaybediyoruz farkında mısınız?

Kazandıklarınızdan çok kaybettiklerimizi düşündünüz mü?