25 Aralık 2024 Çarşamba Saat: 10:46
İmamı Şafii talebelerinden biri olan Yunus ile
müzakere yaptığı bir meselede ihtilafa düşer.
Öyle ki talebesi öfkesinden dolayı dersi terk eder ve evine gider.
Akşam olunca Yunus kapısının çalındığını fark eder. ‘Kim o?’ der.
Kapıdaki kişi, ‘İmamı Şafii’ der.
Yunus, kapıyı açar ve İmam Şafii’nin kapıda beklemekte olduğunu görür ve hocasının ayağına kadar gelmesine şaşırır.
İmam Şafii kapıyı açan talebesi Yunusa şunları söylemiştir:
1-Ey Yunus, bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken bir mesele mi bizi ayıracak?
2-Ey Yunus, yaptığın ve üzerinden geçtiğin köprüleri yıkma! Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir!
3-Ey Yunus, hatadan nefret et ama hataya düşenden nefret etme.
4-Bütün kalbinle günaha öfkelen ama günahkara acı, ona merhamet göster.
5-Ey Yunus, sözü eleştir ama sözü söyleyene saygı göster.
6-Ey Yunus Görevimiz, hastalığı tedavi etmektir, hastayı yok etmek değil.
Büyük İmam Allah senden razı olsun, toplum olarak bu nasihatlara çok ama çok ihtiyacımız var.
Kardeşlik ruhunun en önemli ilkelerinden birisi de nefis terbiyesini esas almaktır.
Kötülüğü emreden nefis, insan için şeytandan daha tehlikeli ve zararlı bir düşmandır.
Nefsin isteklerine uyanlar, iflah olmazlar. Bunun için nefsimizi terbiye etmek, onun kötü ve çirkin isteklerine itibar etmemek, bir kimsenin dünya imtihanını kazanmasının en temel şartıdır.
Din, güzel ahlâktır. Müminlerin iman yönünden en üstünü ahlâkça en iyi olanıdır. Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlâkı sayesinde en yüksek dereceye kavuşur. Biz, dünyada ve de ahirette özür dilemek zorunda kalacağımız söz ve hareketten uzak durmaya çalışmalıyız. Komşusu kötülüğünden emin olmayan, kâmil mümin olamaz. Halkın elindekine göz dikmemek, müminin alametlerindendir. Mümin geçim ehlidir. Arkadaşına rahatlık verir. Münafık ise geçimsizdir, arkadaşına sıkıntı verir. Mümin ülfet eder, ülfet etmeyen ve kendisiyle ülfet edilmeyende hayır yoktur. Mümin lanet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayâsız olmaz. Mümin akıllı, basiretli, uyanıktır. Her işte Allah’ın rızasını gözetir. Acele etmez, ilim sahibidir, haramlardan kaçar. Müslüman , elinden ve dilinden Müslümanların emin olduğu kimsedir. Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. Güzel ahlâk, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi gibi temizler. Kötü ahlâk ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar. Kendi ayıbı, insanların ayıbını görmekten alıkoyan kimse, nefsini terbiye etmiş kimsedir.
Bir kimse, dava kardeşinin bir suçundan dolayı onu ayıplarsa, o suçu kendisi de işlemeden ölmez. Hüsn-ü zan, kulluktaki kemalin eseridir. Peygamberimiz buyuruyor: “Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın, birbirinizin sözlerine kötü niyetle kulak kabartmayın, birbirinizle rekabete girişmeyin, birbirinizi çekememezlik etmeyin, birbirinize karşı kin gütmeyin ve sırtınızı dönmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeşler olun.” (Buhari ve Müslim) Müslüman suizanda bulunmaz. Çünkü suizan, yanlış karar vermeye sebep olur. Müslüman, insanların gizli şeylerini araştırmaz, kusurlarını görmez, münakaşa, haset ve düşmanlık etmez, İslamkardeşliğine zarar verecek çekişmelerden uzak durur. Müslüman, Müslüman kardeşine zulmetmez, ona yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez.