NURİ KAHRAMAN

BİR FOTOĞRAF, 10 ÖĞRETMEN, ÇOK YORUM;

7 Aralık 2024 Cumartesi Saat: 11:32

HARUT'TAN BARUT'A EĞİTİMDE SON DURUM...

Sosyâl medyada bir paylaşım vardı; 10 civârında, günün şartlarına göre normâl üstü şık diyebileceğimiz o yıllara mahsus özellikte bayan öğretmen halka hâlinde dizilmiş, ortalarında da bağdaş kurup oturmuş bir erkek öğretmen.

*FOTOĞRAF KAYIP, DEĞİLSE AYIP!*

Fotoğrafı sonraya bırakmıştım. Yazıyı paylaştıktan sonra siteyi bulsam da bir türlü fotoğrafa ulaşamadım. İnşâllâh, denk gelirse buraya ekleyeceğim. Değilse, 50'lere âit, benzer özellikte bir başka fotoğrafla iktifâ edeceğiz.

*İŞTE İMAJ, İŞTE EĞİTİMCİ!*

Fotoğrafın altında şöyle yazıyor: "ÜKEMİZİN İMAJINA YAKIŞAN EĞİTİMCİLERİMİZ.

1960'LI YILLARIN ÖĞRETMENLERİNE BAKAR MISINIZ? NE KADAR ZARİF VE MODERNLER!"

*VE, İŞTE RİVÂYET, BİZE NE HÂCET?!*

Paylaşıma gelen yorumlarla berâber konuyu biraz açıp yerli yerine oturtmaya çalışalım inşâllâh. Aslında yorum yapanlar epey genişletmişler anlam hinterlandını. Bize pek söze de hâcet kalmıyor. Buyrun; işte yorumlar:

*KEŞKE MODERN DEMESEYDİNİZ*

Halil ZIVALİ: Keske modern kelimesini kullanmasaydin aslindan kopmus demdktir.

*ÖLÇÜ AÇIKLIKSA, SONUÇ DEĞİŞİR!*

Ömer Faruk AKSUNGUR: Kıçını başını açmakla modern olunuyorsa hayvanlar yeryüzünün en modern yaratıkları

*MUTLU AZINLIK, PUTLU EĞİTİM*

Yılmaz ÇİĞDEM: Mutlu azınlık

İsmail ÇEVİKEL: Resme bakınca Türk olduğuna inanmak zor.

*KIYÂFETLE ZARÂFET NE ALÂKA?*

Gülşen HIRLAK: Yaa, zariflikle kiyafetin alakasi yoktur. Insanın karekteriylen alakalidir

*ZARİF OLSA NE YAZAR? GEÇ BUNLARI!*

Hüseyin ŞİMŞEK: Siz o öğretmenlerin şık ve zerafetini hatırlıyorsunuz. Ben ise şık ve zarif ilkokul öğretmenim Hatice hocayı hatırlıyorum. Bir sıra değneği çektiği zaman .parmaklarınızın uçlarını birleştittirir cetvel ile vururdu. Zarif olsa ne yazar geçin bunları.

*CETVEL YESEM DE MİNNETTÂRIM!*

Tarık KAHRAMAN: Pervasızca kendilerine emanet edilen küçücük talebeleri döver kulak çeker anaların babaların kıyamadığı o küçücük ellere cetvelle vururlardı  ama kendi şahsıma hepsine minnettarım

*EĞER KIYÂFETSE, ARTİSTLER ÂLİM!*

Tahsin KAYA: Ya ne demezsin... Bunlar sayesinde uzaya çıktık.. Acaba bunlar kuaför de kaç saat kaldı, bir fotoğraf çektirmek için ne kadar uğraştılar.. Kılık kıyafetle öğretmen olunsaydı, artisler alim olurdu...

*ORTADA İLYAS, BAYANLAR KLÂS!*

Ali EMİR: Eskiden diz altındaymış etekler, artık kalça altinda giyiyorlar

Adam ne yapıyor ortada. Duruşuna anlam veremedim :)

Rüstem KOÇOĞLU: Erkek hoca ilyas Salman gibi çömelmese iyiymiş

*SIĞ BAKIŞ, GÖRSEL AKIŞ, HEYKEL NAKIŞ!*

Ali ARAN: Evet, onlar döpiyeslerini giyip, güneş gözlükleri ile gezerken bizim beden eğitiminde giyeceğimiz bir spor ayakkabımız yoktu.

Hüseyin GÜN: Ne kadar sığ bir bakış açısı modern deyince sadece giyim kuşam akla gelmesi de ayrıca sığ bir cehaletin yansıması

Hikmet UZUN: Yetişrırdıklerine bakın heykelden başka birşey yapmamışlar yinede negüzel giyınmişler deyilmi

*KOPYADAN TORNAYA, EZİNTİDEN ÖZENTİYE*

Ayşe GÜNER: Şimdiki bayanların çoğu estetikleriyle birbirlerinin benzeriyse, o zamanda, o şartların yetebildiği kadar yine birbirlerinin kopyası gibiler. Ayakkabıları bile aynı, bir tornadan çıkmış gibi. İmkanlar oranında birbirlerini "kopyala yapıştır" yani. Demekki o bayanlar şimdi olsalar, şimdikilerden pek farkları olmuycak gibi. Ama nedense eskiden kalan şimdikilerde eskiye bir özenti bir özenti, tuhaf bence. Ben sadece aşırı derecede batıya özenti görüyorum

*PEKİ; ALLÂH CC NE DİYOR?*

Ahmet YILMAZ: Ok guzelde hic dusundunuzmu Allah ne diyor diye

*EDÂ ASTRONOT, NETÎCE ROBOT!*

Ensar CEVVÂL: Eğitimin kalitesi düşük olduktan sonra, kaliteli bireyler yetişmediği sürece astronot kıyafeti giyinseler ne olur.

*ŞEKİL DEĞİL DE AKIL ÖNCELENSEYDİ!*

Battal YILDIRIM: Sanki askeri okul öğrencisi gibiler; tektip giyinmişler. Kılık kıyafet, harf devrimi yerine bilimsel birşeyler yapılsaydı biz avrupayı sollamış olacaktık. Çünkü hem geniş  hem de  verimli tarım topraklarına sahiptik.

*HARUT'TAN BARUT'A!*

Evet, yorumlar ve değerlendirmeler de böyle. Herkesin değerlendirmesi doğrunun bir parçası, insanımız dolaylı olarak eğitimin millî olmayıp, Agopların, Moizlerin, Harutların şekillendirdiği sistemin rûhunun yansıması olduğunun farkında da, bizi en çok düşündüren Ahmet YILMAZ'ın;

*HERŞEY İYİ, GÜZEL DE; ALLÂH NE DİYOR?*

şeklindeki sorusuydu. Çoğu defâ biz bunu kaçırıyoruz. İşlerimizde Allâh içinlik konusu hiç gündeme gelmiyor, habire konuşuyoruz birşey olacakmış gibi. Hâlbuki, "başta

*BARUT YOKSA, daha SAYMAYA GEREK YOK!"*

misâli, daha bu temel husus konuşulmadan, millî mânevî değerler ekseninde bir sistem geliştirilmeden bizler şamdan, kavaktan konuşup duruyoruz. Sizce netîce almak mümkün mü?

*BU RİYÂKÂRLIKLA NEREYE KADAR?*

Hattâ bir çok işte, Âyet'e  Hadîs'e uygunluk gözetilmezken sonunda HAYIRLI OLSUN, ALLÂH MAHÇUP ETMESİN, MUVAFFAK KILSIN gibi duâlaşmak sûretiyle bir nevî tesellî sadedinde, kendimizi kandırmaktan da geri durmuyoruz. Merhum Erbakan Hocamız'ın vurgulayıcı tâbiriyle;

*BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU?!* demek, çözüm arayışlarımızdaki garâbetimizi ifâde edecek ve belki düşündürerek aklımızı başımıza getirecek en uygun cümle olarak dillere pelesenk edilmeli diye belirtip, altını çizmek istiyoruz.

*HAKK'TAN, HALK ve HAKLIDAN YANA*

Bu duygu ve düşüncelerle sözü bağlarken, dünyânın en eğitimli ve şuurlu, dolayısıyla yiğit insanları Filistinli kardeşlerimizi tebrik ediyor, Gazze'nin şahsında tüm mazlumlara kurtuluş ve zafer İhsân buyurması niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, başta yerli düşünceli din, vatan ve bayrak sever, Hak'tan, haklıdan ve halktan yana özgürlükçü öğretmenlerimiz olmak üzere cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...