NURİ KAHRAMAN

CÂMİYE TEPKİ, MÜZEYE TAPKI ARASINDA KENAN ÇEBİ...

17 Ekim 2024 Perşembe Saat: 09:50


Geçtiğimiz Cumartesi günü sabah, Ordu Şairler, Yazarlar ve Sanatseverler Birliği Kültür Derneği ORŞAYAD'ın, akademisyen konuşmacıların katılım ve sunumu eksenli düzenlemiş olduğu aylık kahvaltılarının 3.sü olan, bu ayki programına katıldık.
*MEDÂR-I İFTİHÂRIMIZ HEMŞEHRÎMİZ*
Kurulduğu günden bu yana birbirinden değerli isimleri ağırlayan, birbirinden değerli organizasyon ve etkinliklere imza atan derneğimizin bu defâki konuğu, medâr-ı iftihârımız hemşehrimiz Prof. Dr. Süleyman Yücel ŞENYURT Hoca'ydı.
*TAKDİM SERVET YERLİ'DEN*
Misâfirin tanıtım ve takdimini eski kültür müdürlerimizden Servet YERLİ Bey yaptı. Kendi ilgi alanı ve de uygulamada işin içinde bulunmuş olması hasebiyle hocamızı ve gayretlerini, hizmetlerini, kişiliğini, ülke ve dünyâ çapında katıldığı çalışmaları çok etraflıca anlattı.
*HOCAYI TANIMAK BİR AYRICALIK*
Bu güzel sunumdan sonra kürsüye gelen, merkez Delikkaya 1963 doğumlu olduğunu öğrendiğimiz hocamız bizi çok heyecanlandırıp onurlandıran sunumunu güzelce yaptı ve dikkâtlice de dinlendi. Şahsen, böylesine oylumlu çalışmalara imza atan hocamızı yakından tanımak bizim için kıvanç vericiydi.
*KIBELE DÜNYÂYA MÂLOLDU*
Bu konuşma üzerinde durmayacağız. Anlatılanlar kitap boyutunda. Kurul Kayası kazıları ve dünyâya mâlolan KİBELE buluşuyla tanıdığımız hocamızın anlattıklarından köşe yazısı olarak ta çok şeyler ele alınabilir. Ancak bizim üzerinde duracağımız kısım, konumuzla yakından ilgisi dolayısıyla soru-cevap bölümünden olacak. Zâten televizyonlar çekim yaptılar. Büyük ihtimâlle profesör hocamızın konuşmasını yayınlayacaklardır. Biz köşemizin mevzûuna geçelim.
*SORULAR, TEKLİFLER, DEĞERLENDİRMELER*
Bu bölümde 10'a yakın kişi söz alıp aklına takılan, ya da öğrenmek istediği birşey varsa onu sordu, ya da kimi konulardaki düşüncelerini paylaştı, tekliflerini sundu, değerlendirmelerde bulundu.
*BİZ SORU KONUSUNDA HAZIRLIKLIYDIK*
Daha başlarda söz alarak, önceden zâten gündeme getirmeyi plânlayıp fotoğraflar da çekip yazı olarak değerlendirmeyi düşündüğümüz husûsu, hem konunun uzmanını, hem de yetkili mercî olarak muhâtabını birarada bulmuşken dile getirdik. Meseleyi 3 aşağı 5 yukarı şöyle ifâde ettik:
*EYMÜR, ŞUAYİP; MELET HAVZASI*
- Hocam; Kıymetli sunumunuz için çok teşekkür ediyoruz. Soracağım şey konumuzla da çok alâkalı. Ben Eymürlüyüm, bitişiğimizde de Şuayip var. Bu iki köy de Türk târihi açısından önemli isimler taşıyor.
*2. OSB, BİN DÖNÜM, BİR CÂMİ*
- Sözü uzatmayayım; bizim bu Şuayip Köyümüzde, şimdi 2. OSB yapılan yerde 1645 yılında yapılan, ama sonraki zamanlarda yerleşimin daha yukarıya, bugünkü mevkîye intikâli sebebiyle metruk hâle gelen ve zaman içerisinde yıkılan, yakın geçmişte de etrafındaki mezarlarla birlikte definecilerce talan edilen ve şu an yer ile yeksan olan bu târihî eserin, Sn  Bakanımız da burdayken sizlerin de tasdik ve tensîbiyle ihyâsını istiyoruz.
*İLLÂKİ OLACAKTIR; BURASI MUVÂFIKTIR*
- Bunu söylerken, bu sanâyi sahası 1000 dönüm civârında zâten. Buraya, koca sanâyiye illâki bir câmi yapılacak. Biz bu câmiin, târihi de ihyâ adına, 22 dönümlük bu kısma yapılmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Takdir sizlerin, teşekkürler...
*CÂMİ TEKLİFİMİZ MÜSPET KARŞILANDI*
Merâmımızı bu şekilde arz ettik ve sonuç îtibârıyle de gerek Profesör hocamız, gerekse bakanımız çok olumlu karşıladılar. Hattâ, buraların Türk târihi açısından önemli yerler olduğunu, kendi köyü Delikkaya'yı incelerken buralarla ilgili de bilgi sâhibi olduğunu, çocukluğunda buralara gittiğini, buraların Türkmen köyleri olduğunu, Bakan Bey başkanımız da konuyu zâten çalıştıklarını falan söyleyerek problem olmadığını, teklifin isabetli olduğunu teyid ettiler. Sözlerin ayrıntılarına girmiyoruz. Özeti böyle.
*KENAN ÇEBİ'DEN CÂMİYE TEPKİ*
Herşey bu anlamda olumluyken bizden sonra söz alan, daha önceleri uzun yıllar CHP il başkanlığı da yapmış, Ordu'nun tanınmış isim ve avukatlarından Kenan ÇEBİ altını çizdiği 3 husustan 
2.si olarak bizim câmi teklifimizi ele aldı, daha doğrusu dile doladı ve şöyle dedi:
*UKALÂLIK SAYMAYIN; KUR'ÂN'I EN İYİ BİLEN KİŞİYİM*
- Birşey daha söyleyeceğim, ukalâlık saymayın. Biraz evvel hocam 1460'lı yıllarda yapılmış bir câmiden bahsetti. Şimdi bişey söylemek istiyorum; ukalâlık saymayın yine, ben Kur'ân-ı Kerîm'in türkçesini 60'dan fazla okuduğumu en çok Tevfik Bey bilir. Kur'ân'ı en iyi bilen kişiyim.
*BİZDE CÂMİ DİYE BİRŞEY YOKTUR!*
- Bizde câmi diye birşey yoktur. Bizim dinimizde mescid vardır. Daha saha daha sonradan tarikatlar çıktı, etti falan, daha fazla insanları kontrol etmeye, kiliseleri, büyük kiliseleri örnek alarak câmiler yaptılar.
*YAYLALAR HEP CÂMİ, CEMAAT HANİ?
- Şimdi bana şunu söyleyin; Yaylalara câmiler yapılıyor, Diyânet İşleri Başkanının yakınları falan tarafından. Cumâ günü bile 3-5 kişi. Haftanın diğer günleri kapalı. Yalan mı söylüyorum?
*CÂMİYİ BIRAKIN, ÖNCE MÜZEMİZİ YAPALIM!*
O câmiye bu kadar masraf yapıcaaz. Önce biz bir defâ müzemizi yapalım, dolduralım. Şu eserlerimizi çıkaralım. Bu eserleri halka sunmak, Avrupaya şurayı tanıtmak için elimizden ne geliyorsa yapalım. Sırtımıza ne binecekse onu da yüklenmeye hazırız. Hepinize sevgiler, saygılar...
- BİŞEY DAHA SÖYLEYEYİM:
Sn. Bakanım; Yaptıklarınız için çok teşekkürler. Ben herşeyi bilen bir kişiyim. Bakın, şimdiye kadar benim yanımda bir tek kişi bakanımızla ilgili aleyhte  tek lâf söyleyememiştir, söyleyemez!
Biz, kimin ne olduğunu, 65 yıldan beridir biliyoruz.  Kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz...
*HERŞEY ÇOK AÇIK; O KADAR BASİT Kİ*
Sevgili dostlar. Her şey ne kadar açık. Bu bir nasîp meselesi. Ne diyelim, ne yazalım Allâh CC aşkına? Her cümlenin cevâbı o kadar basit ki. İnsan yazmaya ar ediyor. Ama yazmak durumundayız. Şimdilik en azından, hiç olmazsa Tevbe 18. Âyetin anlamını verelim:
“ALLAH'IN MESCİTLERİNİ, ANCAK ALLAH'A ve ÂHİRET GÜNÜNE İNANAN, NAMAZI DOSDOĞRU KILAN, ZEKÂTI VEREN ve ALLÂH'TAN BAŞKASINDAN KORKMAYAN KİMSELER ÎMÂR EDER."
*BİR MÜ'MİN NASIL BÖYLE KONUŞUR?!*
60 kere meâl okuduğunu söyleyen Kenan bey bu âyeti farkedememiş olmalı! Yoksa bu âyeti bilen bir insan Câmi için nasıl böyle konuşabilir? Bir düşünün, yapıldığında içinde binlerce kişinin bulunacağı BİN dönümlük bir yere nasıl câmi yapılmaz? Bizim merkezdeki OSB'de 2 câmi var. Hem de 100 dönüm bile, yâni oranın onda biri bile değilken!
*CÂMİDE HEZEYÂN, MÜZEDE HEYECÂN!*
Bir de peşinden müzeyi söylerken sergilediği heyecânı görseniz. Kaldı ki, câmileri sıklıkla itham ederken, sanki sözkonusu ettiği müzenin 100 m ilerisinde ETNOĞRAFYA MÜZESİ yok! Bunu söylerken, bizim için de eski vâlilik binâsının müze yapılmasında bir sakınca yok. Hattâ isâbetli de olmuş. Lâkin biz tutarsızlığı vurgulamak adına bunu dile getiriyoruz.
*AVRUPALILAR SÖKÜN EDİYOR, UYGARLIK GELİYOR!*
Sonra, sanki Avrupalılar sırada, yolda, hemen geliyorlar! Aman yetiştirin, elimizi çabuk tutalım edâsı var! Bir heyecan, bir heyecan ki sormayın! Aman başkaları gelmesin, onlar gelsin de ne olursa olsun! Onları âdetâ kendi milletlerine bile tercih ediyorlar!...
*CÂMİYİ DE, MÜZEYİ DE YAPARIZ; MERAK ETMEYİN*
Her neyse; sözünü tamamlayıp mikrofonu teslim edince, yaptığı faaliyetlerle farklı alanları, farklı düşünceleri, farklı insanları ve farklı renkleri bir araya getirerek, gökkuşağı misâli farklılıklarımızın büyük bir zenginlik ve toplumsal renklilik olduğunu ustalıkla sergileyerek birlik-dirlik adına çimento görevi deruhte eden Derneğimizin başkanı Tevfik KARABULUT Bey Kenan ÇEBİ'ye bu konuşmalarından dolayı teşekkür ederken, kişiliğiyle örtüşüp derneğin misyonunun da bir tezâhürü niteliğindeki şu ifâdeleri kullandı:
- Kenan Âbi'ye teşekkür ederiz. KENAN ÂBİ; BİZ CÂMİYİ DE, MÜZEYİ DE YAPACAĞIZ, Hiç merak etmeyin...
*HEPSİNİ YAZMAK MÜMKÜN DEĞİL*
Gelecek ayın konuğu, Ünyeli bilim insanı, yanlış hatırlamıyorsam adı Abdullâh ÇAVUŞ olan ve ayrıca Bahri ÖZÜDOĞRU gibi isimler başta olmak üzere programa soru, teklif ve değerlendirmeleriyle çok güzel katkılarda bulunanlar oldu. Ama hepsini ele almamız mümkün değil.
*ORDU ELİTİ, CHP PROTOTİPİ*
Ancak; şimdilik yorum yapmadan, okuyup düşünmeyi, serdedilen cümleler üzerinde kafa yormayı, mantık, tutarlılık ve gerçeklik sağlamasını sizlere bırakarak, bir başka yazıda, bu programı, Kenan ÇEBİ'nin, ORDU ELİTİ'nin karakteristiğini yansıtan cümlelerini biraz daha irdelemek, özellikle câmiye dâir söylemlerini, ya da ezberleri diyebileceğimiz kanılarının sonucu olan telakkîlerini değerlendirip, meseleyi yanlış anlayabileceklere açıklama ve sorumluluğunu yerine getirme irâdesini ortaya koymak istiyoruz.
*KALEM NÂMUS, MÜHİM HUSUS*
Ayrıca, sağ ya da sol, Ordu siyâseti ve karakteristiği  noktasında, değişen kişiler, ama değişmeyen tavır ve uygulamalar üzerinden, bir de burada yapılan açıklamalar, tutumlar, tavır ve edâlar meyânında kimi değerlendirmelerde bulunmayı, tespitler yapmayı kendimiz, dînimiz, memleketimizin hayrı, kişiler ve kişiliklere dâir yapılacak doğru teşhisler adına, geleceğe de dönük olarak kaçınılmaz bir görev addediyoruz.
*İÇTEN TEŞEKKÜRLER, GÖNÜLDEN YAKARIŞLAR*
İnşâllâh diyor; bu çok aydınlatıcı, öğretici, farkındalık oluşturucu programda emeği geçenlere teşekkürlerle berâber, başta GAZZE ve DOĞU TÜRKİSTAN olmak üzere cümle mazlumlara yardımcı olması niyâzıyla RABBİMİZE YALVARIYOR, sevdiklerinizle berâber her iki cihan saâdetlerine ermeniz temennîsiyle cümleye gönülden sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...