ABDÜLKADİR DEMİR

CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI

1 Ekim 2024 Salı Saat: 09:45

Camiler ve Din Görevlileri Haftası" etkinlikleri kapsamında "Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası" Efendimiz’in gösterdiği yolun, tüm insanlığı kurtuluşa, barışa, refaha ve huzura götürecek tek yol olduğu gerçeğini bir an bile unutmamalıyız..

Camiler ve Din Görevlileri Haftası vesilesiyle Bir anektodu paylaşmak isterim.

Gönül kandilimizi uyarmak dileğiyle;

 BAŞ BELASI İMAM

17 yaşında imam-hatip lisesinden mezun olan bir genç, mahkeme kararıyla ( kazayı rüşd) batı karadeniz illerinden birinde bir dağ köyüne imam - hatip olarak atanır.

Köy ağırlıklı olarak kendilerini alevi olarak tanımlayan vatandaşlardan 

oluşmaktadır.

Köyde cami olarak yapılmış yığma kütükten mamül bir bina da vardır. Ancak harabe durumdadır.

Genç imam işe koyulur camiyi temizler ve beş vakit ezan okumaya başlar.

Ancak ne yazık ki camiye gelen yoktur. Genc imam bu duruma cok üzülür ve bir çare düşünür.

Muhtarla görüşüp köylü ile bir toplanti yapmak istediğini söyler. Muhtar çokta razı olmaz " hoca ne işin var halkla ezanını oku sen"  der ama imam kararlıdır ve bir şekilde halkı toplar.

Önce kendini tanıtır. Ben köyünüze imam olarak atandım 15 gün oldu. Yarın şehire inip müftülüğe gideceğim. Bana köyünüzle alakalı sorular sorulacak bende gördüklerimi anlatacağım haliyle ama sizlere sormadan gitmeyeyim istedim der.

Ordan biri söz alır ve hoca ne diyeceksin köyümüz hakkında diye sorar,

Genç imam demiş ki, sizlere bir kac soru sormama izin verirmisiniz?

BİR ugultu halinde ses yükselir sor bakalım ne soracaksın.

Siz Allaha inanıyor ve onu seviyor musunuz?

Oda ne demek, tabiki dediler.

Bende Allaha inanıyorum ve onu seviyorum der genç imam.

Siz Hz. Muhammed sav seviyor musunuz?

Elbette seviyoruz.

Peki siz Hz. Ali kv. Seviyormusunuz?

Elbette seviyoruz.

Peki vallahi bende Allah'ı Peygamberi ve Hz Ali yi çok seviyorum. Yanı sizinle benim aramda bir fark yok der.

Muhtar söze karışır.

Hoca sen ne demek istiyorsun bu sözlerin anlamı nedir?

Ben yarn müftülüğe gidip ben imamım. Imam ise müslüman köyüne verilir siz beni yanlış yere göndermişsiniz diyecektim ama simdi gordumki sizlerde elhamdü lillah muslumsnsiniz ve ben buna cok sevindim.

Genç imam cemaatin dikkatini çekmeyi başarmış ve mesajını onlara ulaştırmıştı.

Sizlerden bir ricam var dedi. 

Söyle hoca bakalım ne istiyorsun.

Bu köye minareli bir cami lazım. Hemen bir arsa tesbit edip cami yapılmasını istiyorum der.

Sabahleyin köylü büyük bir heyecanla toplanıp bir arsa tesbit edilir ve hiç zaman kaybetmeden inşaata başlanır.

6 ay sonra

Diyanet Işleri Başkanlığı o dönemlerde atıl olan cemaati bulunmayan camilerdeki kadroları daha verimli yerlere kaydırıyordu.

Bu anlamda durumu yerinde tesbit etmek için müfettiş görevlendirilir.

Müfettiş köye gider bir miktar da yaya yürümesi gerekmektedir.

Gittiği araçtan iner köyün adini sorar gösterirler.

Fakat müfettiş şaşkınlık icinde kalır ve yanlış bir köye geldiğini düşünür cunki, köyün ortasında kocaman bir minare görülmektedir.

Halbu ki, burada cami yok cemaat hic yok kadro atıl diye rapor edilmişti.

Derken yaşlı bir amca önünde iki tane ineğini otlatmaktadir.

Müfettiş amcaya selam verir köyün adını sorar ad dogrudur.

Amca ben Diyanet mufettisiyim, burada cami olmadığı cemaat bulunmadığı için ben buradaki kadroyu almaya geldim der.

Yaşlı adam müfettiş bey bu köy o köydür. 6 ay öncesine kadarda söylenenlerin tamamı doğruydu.

Ancak bize imam diye baş belâsı bir çocuğu gönderdiler bize 6 ayda bu camiyi yaptırttı şimdide herkese kuran öğretmeye basladı der.

Böyle baş belası İmama can kurban diyelim.