TEMİZ ELLER!

 

Musa(a.s) bir çobandı;

Elinde asası vardı.

Musa’nın asası mı?

Firavunun kamçısı mı?

Çobanın sopası

Firavunun kamçısını yendi!

 

Asayı tutan el önemli,

El temiz olacak!

Bu el bir tokatla

Adam öldürmüş,

Ama öyle bir pişmanlık

Ve tövbe etmiş ki,

El; Yed-i Beyzâ olmuş!

“Beyaz El, Temiz El”

Temiz eller operasyonu!

 

Ebu lehep’in iki eli kurusun!

Siyaset ve ekonomi eli;

O, temiz eller operasyonunu

Kabul etmedi ve eli kurudu.

 

“Yed-i Beyza” ya ihtiyaç var!

“Temiz el, beyaz el”

 

Kirli (şaibeli) siyasetçilerle siyaset olmaz, temiz siyaset hiç olmaz…

Kirli (şaibeli) bürokratlarla hizmet olmaz, temiz hizmet hiç olmaz!..

Önce GÜVEN, illâ GÜVEN!..

 

“TEMİZ ELLER” operasyonu olmaması demek; geçmişte yapılan usulsüzlük ve yolsuzların üstünü örtmek demektir…. Güvensizlik demektir.

Geçmişte yapılan usulsüzlük ve yolsuzlukların üstünün örtülmesi demek; gelecekte de usulsüzlük ve yolsuzlukların devam edeceğine zımnen işaret etmektir!..

Güvenin olmadığı yerde ne yaparsanız yapın ne söylerseniz söyleyin; yapılanların ve söylenenlerin hiçbir kıymeti harbiyesi olmayacaktır…

 

 Siyasette “TEMİZ ELLER” olmazsa bürokraside “temiz eller” olmaz!..

Meclis’te eller “TEMİZ ELLER” operasyonu için kalkmalı!..

- Söylem değil eylem gerek!..

 

Yolsuzluk ve adaletsizlikten bahsedip de taciz ve tecavüze sessiz kalmak ne kadar samimiyetsizlik ve iki yüzlülük ise;

Taciz ve tecavüzden bahsedip de yolsuzluk, haksızlık ve adaletsizliğe sesiz kalmak da bir o kadar samimiyetsizliktir, iki yüzlülüktür!..

 

Halkı infiale uğratan her bir adi sapıklık karşısında, idam sesleri ayyuka çıkıyor.

Halk, en azından sapıklara ve vatan hainlerine idam istiyor.

İşin muhatabı olanlar ise, halkın gazını aldıktan sonra işi soğumaya terk ediyorlar...

Taaki yürekleri dağlayan yeni bir hadiseye kadar.

İdam olmalı.

Kısas da öyle.

Ama fakat lakin

Bir ülke düşünün ki;

- Her yıl, binlerce vatan hainini  kendi eliyle ve kendi okullarında yetiştiriyor olsun.

- Basını,  televizyonu, sineması, tiyatroları.. sapık üretsin.

- Çıplaklık teşvik edilip, nikahsız ilişkiler özendirilsin ve  şehvetler köpürtülüp sokaklara taşsın.

- Cinsel sapıklık "farklı tercih" adıyla masumlaştırılıp himaye görsün. Öyle ki; her yıl, nümayişler yapabilecek kadar cüretkar olabilsinler de, sokaklarda serbestçe icrai zenaat edebilsinler.

- Herkes her türlü günaha rahatça ulaşabilsin…

Böyle bir toplumda her yıl,

Binlerce sapık ve on binlerce vatan haini  yetişir ki, zaten öyle de oluyor.

Öyleyse;

bu gidişatı ıslah edici bir müdahale olmadan.

Ahlak ve maneviyatı başlar tacı etmeden.

Günaha giden yolları kapatmadan…

Ve bir de, kürsülerde; Sosyal medyanın ve siyasetin ağzının içine bakan epey sayıda “ Boş cüppe” otururuyorken…

İdam getirirseniz eğer,

Ülke mezbahaneye döner.

Ne ip yetişir ne de kalas...

 

Ülkemin zayıf halkaları var.

İç savaş

Kaos

Darbe

Mimarları için bitmez tükenmez mal var, sermaye var.

Cahil çok.

Akıl az

 

Olaylara karışan hainlerin derdi ne Suriyelidir ne tacizdir ne tecavüz.

Türkiye'yi iç sorunlara boğup

İçeriye ve dışarıya karşı elini zayıf düşürmektir…

 

Dert bir değil ki ağlayasın

Deli bir değil ki bağlayasın

 

Ahlâk tefessüh ederse, erdemler kayıplara karışırsa; anlam kaybolur ve zemin kayar! İşte asıl felâket budur!

 

Hak kulundan intikâmı yine abd eliyle alır

Her işin hālıkı oldur abd elinden işlenür

Bilmeyen ilm-i ledünni anı abd etti sanır

Sanma ansız Bahrîyâ âlemde bir çöp deprenir…

 

"Akıllı insan, şaka ve masaldan bile ders çıkarır.Gafile ise hikmetli sözlerden yüz bâb okusan, ona masal gelir."

( Sadi Şirazi )

 

Büyük müçtehit İmam Ebu Mansur Maturidi diyor ki:

"Her insan dünya nimetlerinden yararlanma tabiatı üzere yaratılmıştır. Yaratıldığı tabiatına uygun olarak dünya nimetlerini sevmesinden ve onlardan yararlanmasından dolayı kötülenemez ve eleştirilemez.

Ancak yaratılış amacı olan âhiret âlemine dünya nimetlerini tercih edip âhireti ihmal ederse kötülenir ve eleştiriyi hak eder. Çünkü dünya ve nimetleri, sadece âhiret nimetlerini ve oradaki ebedi lezzetleri kazanması için yaratılmıştır".

Böylece Matüridi kendi döneminde dünya nimetlerini terk etmeyi tavsiye eden Sufiyye mensuplarını isabetli bir şekilde eleştirmiştir.

 

Sufiyye mensuplarının görüşü değil de Matüridi'nin görüşünü Müslümanlar kabul etseydi bugün dünya ekonomisi Yahudilerin değil Müslümanların hakimiyeti altında olurdu.

(Yusuf Şevki Yavuz)

 

Cumanız mübarek olsun. Kalplere şifa, ruha sevinç, gönüllere aydınlık olsun.