21 Nisan 2025 Pazartesi Saat: 09:54
Bu huy,tavır ve karakter dinen hoş görülmez. İnsanın gösterdiği gurur ve büyüklenmesine bakıldığında bu kişiler arasında çok farklı şekillerde kendini gösterir.
Kibir ve gurur bir hastalık şeklidir.
Kibir ve tekebbür; büyüklenmek, gururlanmak, başkasını küçük görmek, kendinde büyüklük vehmetmek ve başkasına itibar göstermeyip onu yok saymak anlamına gelmektedir.
İnsan ahlakını oluşturan huylar kötü ve iyi olmak üzere ikiye ayrılır.
Güzel olanları toplum ve insanlar tarafından da kabul görülür.
Kötü huylara gelince bunlar kibir, haset, yalancılık, iki yüzlülük, iyiliği başa kakma riya, gösteriş, merak,
gururlanma gibi tavır ve duygular sayılabilir.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de en çok yerdiği kötü huylardan birisi de “Kibir ve gurur”dur.
Kibir ve tekebbür; büyüklenmek, gururlanmak, başkasını küçük görmek,kendinde büyüklük vehmetmek başkasına itibar göstermeyip onu yok saymak anlamına gelmektedir.
Bu huy,tavır ve hareket her kimde bulunursa hem dinen hende toplumca hoş görülmez.
Günümüzde ki mevcut olan bu gurur ve büyüklenme hastalığına baktığımızda bunun birkaç
türlüdün ortaya çıktığını görürüz. Bunlardan birincisi ve en tehlikelisi Yüce Allah’a ve peygamberine karşı gösterilen kibir ve gurur; İkincisi ise insana karşı gösterilen kibirdir. Üçüncüsü ise kişinin kendi nefsinde oluşturduğu gururdur ki; Bu da Hz. Peygamber tarafından kınanmıştır.
Kibir ve gururun en tehlikelisi Yüce Allah’a karşı gösterilen gururdur.
Bunu ilk örneği şeytanın gösterdiği gururdur.Şeytanı kafir kılan tavır, şeytanın Yüce Allah’ın emrine karşı gelmesi,Allah’la tartışması ve kendini Hz. Adem’den üstün saymasıdır.
Hiçbir kimsenin başkasına karşı büyüklenme hakkı yoktur. Çünkü
herkesin dedesi Hz. Adem’di, O da topraktandı ve nihayet herkes bir su damlasından yaratılmıştır.
O halde hangi hakla, bir kısmımıza lütfedilen bazı hususları diğer insanlara karşı üstünlük sebebi sayalım.
Aslında ahiret gününde, küçümseyenlerle küçümsenenler karşı karşıya geleceklerdir.
Bir başka kibir çeşidi ise, kişinin kendisini nefsini müstağni sayması şeklinde olan kibirdir. Hz Peygamber bu tarz kibri de kınamıştır.
Peygamberimiz Kibirli fakiri kınamışlardır.
Kibir ve gurur hastalığının ilacı tevazudur. Mümine yakışanı ise mütevazi ve tava olmaktan geçer.
Eğer ki, bunun aksi olması durumunda aynen Sineğin Kaptanlığı ve İnsanın Aldanışı hikayesine dönüşür.
Yağmurlu bir günde bir eşek yolda yürürken, bastığı yerlerde çukurlar oluşur. Yağmur suları bu çukurlara dolar, küçük su birikintileri meydana gelir.
Bir süre sonra yağmur diner ve rüzgâr, bir çöp parçasını bu su birikintilerinden birine düşürür. Rüzgâr estikçe çöp sağa sola hareket eder. Derken bir sinek gelip bu çöpün üzerine konar.
İşte burada Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri sineği konuşturur:
Ben, büyük bir okyanusta yüzen bu muazzam geminin kaptanıyım!”
Sineğin gözünde üzerine konduğu çöp, devasa bir gemidir.
O çöpün yüzdüğü su birikintisi ise uçsuz bucaksız bir okyanus…
Bu durumda sinek de, elbette, büyük bir kaptandır!
Komik geliyor değil mi?
Ama bu mizahın ardında derin bir hakikat saklıdır.
Sineğin, eşeğin ayağının açtığı küçücük bir çukurda biriken suyu koca bir okyanus sanıp çöp iş böbürlenmesi nasıl gülünçse, insanın da dünya hayatındaki makamı, serveti, gücü ve şöhretiyle böbürlenmesi ondan çok daha gülünç ve acınasıdır.
Düşünün ki insan, milyarlarca yıldız barındıran Samanyolu Galaksisi'nde, milyarlarca galaksiden yalnızca birinin içindeki ufacık bir gezegende yaşıyor. Ve bu gezegende edindiği makamla, servetle, şöhretle “Ben!” diyerek büyükleniyor:
Benim malım, benim kazancım, benim mevkîim, benim otoritem, benim ismim, benim yerim! Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?”
Oysa Kur’ân-ı Kerîm’de dünya için "metâun kalîl" yani "azıcık bir faydalanma" denmiştir.
Peki bu fani dünyaya aldanıp kendini beğenmek, kibirlenmek, büyüklenmek insana yakışır mı?
Hz.Rasûlullah (Sav), efendimiz şöyle buyuruyor: “Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse, cennete giremez.”
İnsanın kendini beğenmesi, üstün görmesi ne büyük bir felakettir! O hâlde Mevlânâ’nın sinek hikâyesinden ibret almalı, eşeğin ayak izindeki su birikintisini okyanus sanan bir sinek gibi olmaktan sakınmalıyız.
Allah bizleri kibirden, gururdan, enaniyetten, hırstan, hasetten ve böbürlenmekten muhafaza eylesin.