29 Mart 2025 Cumartesi Saat: 11:14
Dopdolu bir şekilde Allah’a kulluk ve ibadetle geçen bir
Ramazanın sonunda bayramı müjdeleyen arife gününe kavuşmanın
hazzını ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Arife günü Yüce Allah’a yapılan bütün dilek ve duaların kabul
olduğu günlerdir.
Arife günü: bir ay boyunca Allah rızası için yapılan ibadet ve
ecir ve sevapların hasadının yapıldığı ve yaşandığı günlerdir.
Kurban bayramında getirilmesi gereken teşvik tekbirleri
Ramazan bayramı için de geçerli midir?
Arife günü sabah Namazından sonra,Ramazan bayramı içinde
herhangi bir sakınca yoktur.
Kurban Bayramı’nda gerilemesi vacip olan teşrik tekbirleri,
ramazan bayramı için de geçerli midir?
Peygamber Efendimiz bugün için “En hayırlı, kabulü şayan olan
dua, Arefe Günü yapılan duadır.
Arife günü mutlaka ölmüşlerimiz için kabir ziyaretleri yapılmalı
ve böylelikle dünya alemin geçici ve yalan olduğunu, her can
taşıyanın bir gün öleceği geride kalanlardan dua bekleyeceğini
hatırlayarak onlara dua etmelidir.
Ey insanoğlu, sakın kendine güvenme sakın gençliğine,
yiğitliğine ve güzelliğine aldanma, sakın. Sakın malına,
mülküne, makamına, mevkiine ve evladına aldanma. Bunların
hepsi geçicidir, fanidir, emanettir. Sakın Allahın sana vermiş
olduğu emanetine hıyanetlik etme.Kendini aldatma,
ölüm var bak burakilerinde senin gibi hayalleri vardı hep yarım
kaldı.
Hepsi kabullenen bu çukura gömüldüler belki günahlarından
arınmak için tövbe etmeye bile zamanları kalmadı.
Uyan ey ziyaretçi, halimden ibret al, diye haykırıyor. Bu sözlerin
hepsi Allah’ın ayetlerinden, Allah Resulü‘nün kutlu sözlerinden
derlenmiş, gerçeğin gözümüze bir ok gibi saplandığı
hakikatlerdir. Uyanalım ve kabirleri bu anlayışla ziyaret edelim.
Yani ibret alalım.
İşte kabirleri ziyaret ederken ölülerin bu sözleri ile karşılaşıyoruz.
Duymuyoruz. Onların haykırışını ama hissediyoruz. Çünkü
R.SAV. ölülere telkin verirken bir sahabi “Ölüler duyar mı ya
Resulallah?” dediğinde; “Allah’a yemin ederim ki, ayak seslerimizi
bile duyar, ziyaretinizi görür ve bilir, ama cevap veremez”
buyurmuşlardır.
Düşünen, ibret alan insanlar için bunların ölçüsüz yararı, düşünmeyen,
anlamayan, kendilerini işledikleri günahların korkuları
sarmış olan ahmak ve gafiller ise bu ziyaretlerden bir şey anlamaz.
Bunlar kendilerine yazık etmiş olanlardır. Allah onlara da
yardım etsin. Uyansınlar, ibret alsınlar, hidayete ve inayete
kavuşsunlar inşallah.
***
Her şeyin bir adabı, usulü, kuralı olduğu gibi, kabir ziyaretinin
de bir mantığı ve yolu-yordamı vardır. Kabirlere saygı ile girilir,
temiz beden, temiz kalple ziyaret yapılır. Kabirler çiğnenmez,
üzerindeki yeşillikler koparılması uykun olmaz, Kabir ziyaretini
besmele ile başlanıyor. Besmelesiz kabire basmak ölüye basmak
gibidir. Ölüye eziyet verir. Yani Yasin-i Şerifle birlikte Mülk suresi
okunmalı,sadaka vermek ve onlar namına yapılan iyilikler ve
hayırlar onları ferahlatır. Onların, ölülerin defterine sevap yazılır.
Kabirlere selam verilir. “Selamün Aleyküm ey kabir ehli” denir.
Onlar da size “vealeyküm selam ey dünya ehli” derler. R.SAV.in
ifadesi budur.
R.SAV. genelde her Cumartesi günleri kabirleri, şehitlerin kabirlerini
ziyaret ederlerdi. Bizim gibi bayramdan bayrama değil, en
az haftada bir ziyaret ederlerdi ve onları daima hayırla yad
eder, “Sakın ölülerinizin günahlarını konuşmayın, iyiliklerini
anlatın. Çünkü şeytanla bile ölülerle olan irtibatlarını
kesmişlerdir” buyurmuşlardır. Ancak! Her nedense biz
Müslümanlar istediri ister öyle olsun arkasından bir yığın
dokusu dedikodu ve kıymet yapmaktayız
***
Ölüm er ve geç seni de beni de bulacaktır Allah Kur’an-ı Kerim
de şöyle buyurmaktadır:“Her nefis, her can, her ruh mutlaka
ölümü tadacaktır. Sonra huzuruma gelecektir. (Ankebut, 57. sh,
403)
(Ey sevgilim) Muhammed SAV. sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
Sonra şüphesiz sizler de hesap ve kitap, muhakeme için
mahşerde rabbinizin huzurunda sorgulanacaksınız. Muhakeme
edileceksiniz.”
-Ölüm öyle bir şerbettir ki, bütün canlılar bu şurubu içeceklerdir.
-Ölü elbisesi giyeceği olan kefen öyle bir giysidir ki; köle de,
kral da, zengin de, fakir de aynı kefene sarılacaktır.
-Sal tahtası öyle bir binittir ki, dünyada uçağa binen de, yata,
kata sahip olan da ayakları olmayıp yürüyemeyenler de sal tahtasında
omuzlarda taşınacaklardır.
-Kabir öyle bir ev, öyle bir mekandır ki, dünyada saraylarda,
köşklerde, villalarda, altın kaplamalı karyolalarda, kuş tüyünden
yapılmış döşeklerde de yatsan, sonunda o nazik bedenin
toprağa yatacak, kabir çukuruna batacaktır. Kabir ehline saygı
duy, çünkü er-geç senin de varacağın yer orasıdır.
Ölü diri‘den tek isteği ve ihtiyacı olan bir fatihaya ya muhtaç
hale gelmesidir.Akıbet ölüm, bir gün senin de buraya yolun
düşer, benden ibret al gülüm.”
İşte kabirlerdekiler bizleri böyle uyarıyor. Ne mutlu uyanana, bu
çarpıcı sözden ibret alana. Amin