17 Ocak 2024 Çarşamba Saat: 09:51
Delilik bir tercihtir.
İşin en önemli yanı, delilik özgürlüktür.
Hatta deli olmak bu memlekette avantaj bile sayılır.
Ama çok şanslıyız ki; deli olmak için neden çok.
Geçinemiyoruz, ay sonu gelmiyor, para yetmiyor, fiyatlar yükseliyor, kiralar artıyor.
Borç, harç, kredi kartları, ucu ucuna yaşadığımız günler geçmek bilmiyor.
Çaresiz deliriyor insan.
Kayış kopuyor belli bir yerden sonra.
***
Olay gerçektir. Elazığ’da geçer.
1960’lı yıllar! Elazığ akıl hastanesinden personelin bir ihmali sonucu bütün deliler kaçar, Elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar.
Toplam 423 deli kaçmıştır.
Mülki makamlar panikler, Başhekime koşup; “Doktor bey ne yapalım” diye sorarlar.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Bey hastanenin başhekimidir.
Mutemet Bey; “Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin” der.
Doktor önde birkaç personeli arkasında kara trencilik oynayarak bütün Elazığ’ı “çuf çuf” nidalarıyla dolaşırlar.
Başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olurlar.
Lokomotif, yani başhekim Mutemet Bey yönünü hastaneye çevirince tüm kaçan deliler hastaneye geri dönmüş olurlar.
Sorun çözüldüğü için hem mülki makamlar ve doktorlar, hem de trencilik oynayıp hastaneye döndükleri için de deliler hallerinden çok memnundur.
Olayın en enteresan yanı akşam sayımında ortaya çıkar.
Çünkü hastaneye trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir.
***
Merak ediyor insan, kaç kişiyiz bu şehirde?
Biri çıksa, ağzında düdük, Sırrıpaşa caddesinde çuf çuf diye dolaşsa ve yapışsak peşi sıra.
Sen, bu yazıyı okuyan kardeşim, o trenin bir vagonu sen olur muydun?
Hadi itiraf et kendine. Kimse yokken yanında.
Hemen kararını verme istemezsen anlarım seni.
Biraz dişini sık, bak göreceksin.
Seçimden sonra, o lokomotifin arkasında yer bulamayacaksın benden söylemesi.
Trenin arkasında upuzun sıralanmış vagonları görünce şaşıracaksın.
Haydi, hayırlı delirmeler…