12 Ocak 2024 Cuma Saat: 10:27
İnsanları mevki ve makam seçkin kılmaz. Aksine liyakat sahibi insanlar, mevki ve makamı daha etkin, daha önemli yapar. Belirli makamlara gelen insanların Şımarıklık ve Büyüklenme hastalığı aslında bir kişilik bozukluğudur. Görev insanı büyütmez, görevli yerini yüceltir. Önemli olan bir yere gelmek değil, o yere yaraşır olmak ve yaraşırlığını kanıtlamaktır..
Ulaşması olanaksız yerlere oturtulanlar kendilerini “Bir şey” sanarak geçici yer ve unvanlarının gösterisine kapılmışlar ve bolca çiğliklerini sergilemişlerdir. Kişilik yetersizliğini doğrulayan bu tutumlar birer kanıttır. Doyuramadıkları, içlerinde kalan çekememezlik ve karşıtlıklarını böylece bastırmaya çalışmışlardır..
Yıllardır memlekette kimlerin nerelere getirildiklerini ve makam sahibi nicelerinin bir koltuk uğruna kavgalarını, ağır hakaret ve kötü sözlerini, toplumu sizden-bizden diye ayrıştırmalarının ibretlik örneklerini bolca izledik… Ama neye yarar ?
Görev sıfatlarına bakılınca bir şey sanılan kimilerinin ortaya koydukları insanlık boşlukları ürkütücüdür. Unvan, sıfat, mevki, makam, yetki insana bir şey kazandırmaz. Bir insanın niteliği olumsuz olduktan sonra “Ağzıyla kuş tutsa” hiç bir değeri yoktur. Elbette ki, rahmetli gazi İsmet İnönü’nün dediği gibi ‘İktidarda kalmak değil, itibarda kalmak önemlidir..’ Makam ve mevkiler fani, insanlık ise bakidir….!