8 Ocak 2024 Pazartesi Saat: 10:01
“Serdar, siparişleri neden sen getirdin?” Diye sordum.
“Çırağı çıkardım hocam” dedi.
“İkisini de mi?”
“İkisini de…” dedi.
Evlere kendisi servis yapıyormuş.
Mahalle arasında 20 metrekare küçük bir market.
Vatandaş AVM’lerden, zincir marketlerden alış veriş yapıyor çoğunlukla.
“İşi zor dönderiyorum.”
“Bir çırağın masrafı sigortası dahil 20 bin TL.”
“Ne yapayım? Nasıl yapayım?” diye sordu.
***
Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir derler.
Acı acı gülümsemiş. Alnında biriken teri avucunun içine hapsetmişti.
“Böyle giderse kapıya kilit vururuz. Daha fazla götürmeye gücüm yeter mi Allah bilir.” Demişti.
***
Hatırladınız mı bu makale mi?
Marketçi Serdar’ı.
Geçtiğimiz Aralık ayının başında yazmıştım.
Aradan bir ay geçti.
Mahallemizin marketi kapandı sonunda.
Serdar tası tarağı toplayıp, gitti mahalleden.
Market kapandı.
Önce yanında çalışan çırağı,
Ardından kendisi kapının önünde buldu geleceğini.
***
Ara ki; bulasın Sedar’ı.
Belli ki; küsmüş birilerine.
Kiralar can yakıyor, köye yerleştiği söyleniyor.
Arka bahçede yetiştirdiği pancar çorbasına talim edecek.
Belki pezik, biber, maydanoz.
Karnı doysun yeter.
Bundan sonrası mı?
Allah Kerim.