Ufuk ERSOY

BEN ADAY DEĞİLİM

27 Kasım 2023 Pazartesi Saat: 09:41

Benim siyasi hayatım bitti.

Daha doğrusu bitirdiler.

Yok, öyle kasetle falan değil, dümdüz işte.

***

Yine bir yerel seçim üzeriydi.

Belediye Meclis üyeliği için başvurular yapılıyordu.

Düşündüm kendi kendime.

Benim kafam kel mi? Başvuranlardan neyin eksik?

Boy, bos, kelle koltuk düzgün. Saçlar uzun, sakalında yakıştığını söylüyorlar. Ağzımda laf yapıyormuş.

Üstelik uzun yıllar kamuda çalıştım, Kalite üzerine eğitimler aldım. Kurum kuruluşları denetledim.

Bunun yanında neredeyse 40 yıldan beri kültür sanatın içindeyim.

Tiyatro yaptım, sahne tozu yuttum, yönettim,

Oyunlar yazdım, roman, öykü, şiirler, makaleler yazdım, çizdim.

Naçizane; Ordu kültür ve sanatına kendimce katkı sundum.

Ve en önemlisi partime yıllarca oy verdim. Destekledim.

***

İnsan dolduruşa getirir mi kendi kendisini? Getirmiş…

Kalktım gittim partiye.

Geleceğimi önceden haber vermediğimden olsa gerek, beni belediye bandosuyla karşılayacaklarını hayal ediyordum ancak öyle olmadı.

Koskoca şehir. Bandonun başka bir etkinlikte olması dolayısıyla hazır bulunmadığı düşündüm/düşünmek istedim.

Girdim kapıdan içeri, herkes kendi derdinde.  Bir fırsat bulup yetkiliye konuyu açabildim sonunda.

Ben kendimi bulunmaz Hint kumaşı zannediyorum.

Öyle ki; beni havada kaparlar diye düşünüyorum.

Hatta ister misin, “buyur otur köpüklü bir kahve yapalım iç” desinler.

Tabi ya, benim gibi adayı mumla arasalar bulamazlar.

***

Görüşme tam bir hayal kırıklığı.

Yetkili arkadaşımız, lafı ağzıma tıktı, ne dese beğenirsiniz.

“Öyle kıyıdan, köşeden gelip de, hiç çalışmadan aday olunmaz Ufuk…”

Oysa bilmiyor daha öncesini, bilmiyor kimlerle hangi tarihlerde çalıştığımı, hatta tüm ilçeleri karış karış gezdiğimi.

Hatta o zamanlar rahmetli tarihçi, ilahiyat akademisyeni ve siyasetçi Bahriye Üçok’la bile çalıştığımı.

“Kıyıdan, köşeden gelip…” dedi. Çok zoruma gitti ama belli etmedim.

Kimbilir kendince haklı olabilir.

***

Hiçbir şey demedim, daha doğrusu yormak istemedim kendimi.

Geldiğim gibi, sessiz sedasız indim merdivenleri.

Sırrıpaşa caddesinde yürüyüp nefes almak istedim. Düşündüm bir yandan.

Sonra anlıyor insan bandonun neden olmadığını.

Neden köpüklü kahvesinin gelmediğini,

Ve memlekette o kadar bilgili, görgülü, deneyimli, iş bitirebilecek, liyakatli insanların neden elini taşın altına koymadıklarını,

Neden ortaya çıkmadıklarını,

Neden geride durduklarını anlayabiliyorsunuz bir çırpıda.

***

Yanlış anlaşılmasın ben Büyükşehir yada Altınordu belediye başkanlığına aday değildim.

Belediye Meclis Üyeliği için müracaat edecektim. Olmadı.

***

Benim siyasi hayatım bitti.

Daha doğrusu bitirdiler.

Nicelerini bitirdikleri gibi…