16 Ekim 2023 Pazartesi Saat: 09:46
Eski dönemlerde bir ağa varmış ve bu ağa adamlarından birine çok kızdığı için onu soyup bir direğe bağlamış.
Ayrıca vücuduna da pekmez sürmüş. ”Bir gün boyunca böyle beklesin ve kimse ona dokunmasın” demiş ve çekip gitmiş.
Arı ve sinekler boş durur mu, onlara da gün doğmuştur.
Adamın üstüne konup durmuşlar.
Tesadüfen oradan geçmekte olan yardımsever avcı adamın vücudundaki sinekleri kovalar.
Fakat bir tuhaflık olur ve ballanmış olan adam hemen bağırır:
”Duuurrr yapmaaaa, uzaklaştırma onları!”
Tabii avcı da donup kalır anlam veremez bu duruma. Vücudunda ballar olan adam hemen şöyle der:
”Bu sinekler ve arılar vücudumdaki balları yiyip doydular, çok fazla rahatsız etmiyorlar. Eğer bunları kovarsan yerine yenileri gelir ve yeni gelen yani aç olanlar kendilerini doyurmak için vücudumdan gitmezler uzun süre.
Çünkü ”Aç doymam, tok acıkmam sanır” diye dile getirir.
***
Tarih hep tekerrür eder nedense.
Zaman geçtikçe sinekler ve arıların yer değiştirmesi normal bir hadisedir.
Birileri gelir, birileri gider.
Ve hepsinin amacı aynıdır.
Baldan nasiplenmek,
Bal tutan parmaklarını yalamak,
Doyabilirlerse doymak.
Lakin asıl sorun kimde biliyor musunuz?
Ağanın/ağaların kızdığı adam/adamlar var ya,
İşte onların kaderi hiç değişmez.
Onlar hep olduğu yerde kalıp, görevlerini sessiz sedasız sürdürürler.
Direklere bağlanmış,
Çıplak,
Eli kolu bağlı…
***
Kendilerini kurtarmaya gelenlere öfkeli, hallerinden memnun avazı çıktığı kadar bağırırlar.
”Duuurrr yapmaaaa, uzaklaştırma onları!”