5 Nisan 2016 Salı Saat: 11:55
Türkiye Spor Yazarları Derneğini esefle ve şiddetle kınıyorum...
“TSYD Spor Yazarları Armağanı” yarışması sonuçlandı ve 12 dalda toplam 68 ödül sahiplerini buldu.
TSYD Genel Merkez Yönetimi, yeni dönemde yarışmaya katılan eserlerin daha ayrıntılı incelenmesi ve o branşın uzmanlaşmış, spor yazarları spor adamı ve üniversitede uzmanlaşmış isimler tarafından değerlendirilmesi düşüncesiyle 4 ayrı jüri belirledi.
Bu jüride yer alan isimler yine çok tartışılacak isimler. Yine körler sağırlar, birbirini ağırlar olmuşlar.
Neden mi?
Yarışmaya Ordu'dan gazeteci adında sözde gazeteci kimliği ile katılan adlarına muhabir bile demeye dilim varmayan şahsiyetlere kurumun adını zedeleye zedeleye verdikleri sözde ödüller ile ve biz gerçek gazetecilerin gözümüzün içine baka baka enayi yerine koymalarını esefle kınıyorum.
TSYD kurumsal kimliğinin dışına çıkarak yaptığı yarışmada patronlarının şirketlerinde ön muhasebe elemanlığı, inşaat firmalarında puantajcılık, yevmiye tutan, bunun yanı sıra bakkalcılık, kasapcılık, şoförlük, hamamcılık, tellalcılık yapanlara ödül vererek kurumsal şahsiyetine gölge ve leke düşürmüştür.
4 ayrı dalda ki jüri üyelerini seçende, seçtirende, jüri üyeleri de TSYD'nin onursal kurum kimliği vebali altında kalmışlardır.
Ben spor yazarı ve spor muhabiri değilim. Kimse yanlış anlamasın ve bu yarışmaya da katılmadım. Ben siyaset ve politika yazarıyım. Spora siyaset ve politika bulaştığında kalemi elime alırım.
Zira sözde yapılan yarışmalar, meslek erbablarına karşı yapılmış en büyük hakarettir diye düşünerek ve gerçek spor otoriterelerininde affına sığınarak TSYD'yi esefle ve şiddetle bir kez daha kınıyorum.
Kalın sağlıcakla...