Mehmet Ziya Odabaş

DÜRÜSTLÜK

15 Kasım 2016 Salı Saat: 08:54

 

İnsanın doğasın da olması gereken en kudretli duygu, doğruluk ve dürüstlük olmalıdır. Doğru olmanın kimseye bir zararı dokunmamıştır bu güne kadar. İnsan, doğru olmaktan, doğruluktan vazgeçmemelidir, çünkü doğru tektir. Günümüz de, doğruluğun, dürüst olmanın git gide azaldığı, yalancılığın ve sahteciliğin başrolü paylaştığı bir ahir zamandayız artık. Yalakalığın öne geçtiği, bedavacılığın, koltuk sevdasının insanları nasıl bir çıkmazın içerisine soktuğu bütün açıklığı ile ortadadır.

Değerli okurlarım, işte size  dürüstlük ile ilgili bir yazı. Umarım herkes üzerine düşen dersi alır.

Köyün birinde bir yaşlı karı koca yaşarlarmış. Bunlarında tek bir oğulları varmış.Oğullarına sevgiyi dürüstlüğü,doğruluğu ve dahası insanlığı çok iyi bir biçimde öğretmişler.Ve gün gelmiş oğulları askere gidecek yaşa gelmiş.Oğullarını vatan borcu için askere göndermişler ve köyde bir başlarına kala kalmışlar.Ne gelen nede gidenleri nede arayıp soranları yokmuş.Yaşlı kadın kocasına bey keşke bize de misafir gelse ne güzel olur der.Onu en iyi şekilde ağırlardık der. Ve bir gün bir yolcu bunların köyden geçer.tesadüf buya aç susuzdur.Atı da yorgun ve halsiz düşmüştür.Yaşlı karı koca bu yolcuyu evlerine davet edip biraz dinlenmesini isterler.Yolcuda bu teklifi geri çevirmeyip kendisinin de buna ihtiyacı olduğundan bir kaç gün dinlenip güç toplayacağını düşünür.Mümkünse beş gün kalacağını söyler.bu duruma ikisi de çok sevinir.Bizim için bir şereftir derler. Akşam olur yaşlı kadın misafire yatak açar.kadın kendince misafirin bu yumuşak yatakta çok rahat edeceğini düşünür.Ve yolcu yatar .sabah vakti horozlar öter gün ışımaya başlar .Yaşlı kadın erkenden kalkar misafire çok güzel bir kahvaltı hazırlar.Ve bundan da son derece mutluluk duymaktadır.Sofrada nerdeyse bir kuş sütü eksiktir .Misafir kalkar kahvaltıyı görür kendince böyle bir kahvaltıya hasret kalmış olduğunu düşünür.GÜZELCE BİR KARNINI DOYURUR.Tıka basa yer ve sofradan kalkar .bir teşekkür bile etmez .yaşlı kadın bunu pek dikkate almaz unutmuştur belki diye hoş görür.Ve bir,iki,üç,dört beş gün derken kadın kocasına, Bey der bu adam çok nankör biriymiş o kadar hizmet etik bir kere olsun teşekkür etmedi .Ve adam beşinci günün sonunda artık benim gitme vaktim geldi der. Sizden bana yolluk hazırlamanızı isteye bilir miyim der. Yaşlı kadın tabii ki der ve hazırlar. Misafir giderken kadın dayanamayıp sorar neden bu yaptıklarımıza rağmen hiç teşekkür etmedin der. Yolcuda şu cevabı verir; kim ne yaparsa kendine der ve çeker gider. Fakat yaşlı kadın yolcunun çok nankör olduğun düşündüğü için azığına zehir katmıştır. Yolcu az gider uz gider ve karnı acıkır. Bir derenin kenarına oturur. Orada bir genç oturmaktadır. Karnın açsa beraber yemek yemesini ister. Yolcu gence sen başla ben su alıp geleyim der. Ve dereye gider genç çoktan yemiş ve zehirlenmiştir. Zehirlenen genç yaşlı karı kocanın oğludur. Kim ne yaparsa kendine yapar....