SONLU YILLAR, SONSUZ BAYRAMLAR...

Türkçede kullandığımız MİLLET Kelimesi Arapça bir kelimedir, Kur’ani Kerimde “DİN” kavramı karşılığında kullanılmaktadır.

 Her Milletin, yâni her Dinin kendine mahsus sembol günleri vardır; vakti geldiğinde o günleri Bayram günü olarak kutlarlar ve o günlerde eğlenirler. Hiristiyanların bayramlarından birisi de Yilbaşı bayramıdır ve bunu her senenin başında kutlarlar.

İSLÂM ÖNCESİ, İSLÂM SONRASI...

  Hazreti Enes-Allah ondan razı olsun- anlatıyor:

Resülüllah sallellahu aleyhi ve sellem Medineyi münevvereye hicret edip geldiğinde Medinelilerin senelik iki bayram günleri vardı, o günlerde oynar eğlenirlerdi.

  Resülüllah sallellahu aleyhi ve sellem sordu:

 Bu günler neliktir?

  Dedilerki, Cahiliyye döneminde oynayıp eğlendiğimiz iki bayram günleridir.

-BİZİM BAYRAMLARIMIZ-

  Resülüllah sallellahu aleyhi ve sellem:

 Allah celle celalühü bu iki günü değiştirdi-kaldırdı, yerlerine daha hayirli iki gün getirdi onlar da Kurban Bayram günü ve Ramazan Bayram günüdür buyurdu.

 O andan itibaren Müslümanlar Cahiliyye döneminde kutladıkları bayram günlerini terk ettiler, bir daha o bayramları kutlamadılar, yerlerine konulan senelik iki Bayram günü olan Kurban Bayramını ve Ramazan Bayramını kutladılar, bir de haftalık Bayram günü olan Cuma gününü ihya etmeye başladılar, o günden beri bugünlerı ihya etmeye Müslümanlar devam etmektedirler, inşallah Kıyamete kadar böyle devam edecek, böyle devam edeceğiz. (Süleyman RAMAZANOĞLU)

EĞER MÜSLÜMAN BİR TÜRKSEK...

Eğer müslümansak, Türk milleti olarak kalıp kıyâmete kadar kâim olma niyetindeysek böyle yapmak zorundayız.

Niye mi? Bakın; şimdi size, şu sıralar -güncelliğinden olsa gerek- sosyâl medyada çokça dolaştırılan  muktebes, bilhassa 6. maddeye dikkatinizi celp ederek bir metin sunuyoruz:

-ALMAN PROFESÖRÜN CAN ALICI TESPİTLERİ-

Bir kısım öğrencisiyle Boğaziçi’nde geziye çıkan İstanbul Üniversitesi profesörlerinden Alman asıllı Prof. Fritz Neumark öğrencilerinden birinin;

 “ AVRUPALILAR BİZİ NEDEN SEVMEZ HOCAM?"

sualine şu cevabı verir;

- Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hristiyanlar’ın hücrelerine sinmiştir. Sebeplerine gelince;

-HRİSTİYAN DA OLSANIZ?!-

1- Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama, olaki laik olmak şöyle dursun, Hristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder.

 

2- Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar; Tarihten Türk çıkarılırsa ortada tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.

 

3- Avrupa’nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa’yı Pazar yapmaya başladınız.

-KİNLERİ DİNLERİNİ GEÇMİŞTİR!-

4- En az 400 yıl Avrupa’da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.

 

5- Selçuklular Anadolu’yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Ordularına mezar ettiler.

"KİM BİR KAVME BENZERSE ONDANDIR!" Hadis 

6- Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar. Önce giyiminizden hayat tarzınıza kadar; ahlaki değerlerinizi yıpratmaya başladılar, sonra da kendi içinizde sizi bölmeye başladılar.

 

7- Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bu gün belki sadece Hicaz’da varlığını devam ettirebilirdi. Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyon Bakanlığının adamlarıdır. Batı, her yerde İslamiyet’i sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet’i devam ettirdi.

-VEHHÂBÎ İNGİLİZ, MEDRESE OSMANLI-

8- İfade ettiğim sebeplerden klise size kin kusmaktadır.

 

9- Ben Türkiye’ye geldiğimde iki üniversiteniz vardı. Şimdi (o zaman) 19 üniversite var. Osmanlı zamanında ise her yerde bir medrese vardı. Tarihinize bakın! Her medresede ilim tedrisatı vardı. İlk denizaltıyı Osmanlı’nın yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuz belki de ama Avrupa bunu biliyor.

"ÇÂRE DÖNÜŞ; AMA ZOR!" MU?

10- Sizler, gerçek hüviyetinize, kimliğinize döndüğünüz zaman Avrupa’nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Ama bu şartlar da çok zor…

NOT: Ord. Prof. Fritz Neumark (1900-1991), Hitler’den kaçarak 1933’te Türkiye’ye gelir. İstanbul Üniversitesi İktisat ve Hukuk fakültelerinde dersler vermiştir. Ama onun bu tespitleri sonsuza kadar bize ders teşkil etmeli, kulağımıza küpe olmalıdır.

--ASIL FELÂKET NEREDE?!-

Ne diyordu Bilge Kral Aliya İZZETBEGOVİÇ; Savaş öldüğünde değil düşmana benzediğinde kaybedilmiş olur!

  Dolayısıyla, meseleyi güncele ircâ ederek kısaca soylemek gerekirse; Yılbaşı bizim değil hiristiyanlarındır,  Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı, Cuma Bayramı bizim Bayramlarımızdır.

 Sözü Cümle bitirirken diyoruz ki; Kıyamete kadar cümle bayramlarımız hayırlı, bereketli ve mübârek olsun.

-HAYIRLI UMURLAR, BEREKETLİ ÖMÜRLER-

Rabbimiz bizleri tüm zamanlarının kıymetini bilip o şuur ve hassâsiyetle ömür sürdürmek sûretiyle Kıyâmet Günü mezarından kalkıp kıyam edenlerden ve sevdikleriyle berâber hem dünyânın hem de âhiretin saâdetlerine ererek sonsuz bayramı yaşayanlardan eylesin. Konya’dan sevgiler saygılar wes'selâm...