15 Eylül 2022 Perşembe Saat: 10:03
Millet İttifakında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile İYİ Parti arasında ki bakanlık ve başkanlık konularının gerilimi tansiyonu iyice yükseltti. Öyle ki CHP her zaman yaptığı gibi bakanlık konusunda Gürsel Tekin’in ağzına bir sakız verip, sakızı şişirip patlattıktan sonra baktılar ki geri tepti. Söylenen sözlerin Tekin’i bağlar açıklamalarıyla olayın üzerine kocaman bir yorgan çekildi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’na, bak güzel kardeşim HDP varsa ben yokum, aklını başına topla nasihatı hala görülüyor ki CHP kanadında pek rağbet görmemiş. Bu durumda Akşener’in ipi koparması ise an meselesi olur diye düşünüyorum.
Başkanlık konusunda da yeni yeni bulduğu her fırsatta ben hazırım diyen Kılıçdaroğlu’na yine okkalı bir cevapta Akşener’den geldi. Akşener, sen hazırsan herkes hazır diyerek Kılıçdaroğlu’nun önüne takozu koyuverdi. Buradan aslında çok derin anlamlar ve mesajlar çıkıyor. Tabi bu restleşmeleri iyi anlayan ve çözebilenler için.
Bir ikincisi de Kılıçdroğlu, madem sen hazırsın! Şu 6’lı masanın yemekli toplantılarından öteye geçmeyen sohbetlerinizde neden 6’lı masanın diğer kurmaylarına resmen arkadaşlar başkanlığa ben talibim demiyorsun? Diyemiyorsun? Hala neyi bekliyorsun?
Şimdi dönelim başa! HDP’yi mutlak suretle Millet İttifakının içerisine çekmek isteyen CHP, Saadet ve Deva ile Gelecek Partileri HDP’ye her hakkı mübah görseler de peki hiç düşünüyor musunuz? Cumhur İttifakının ortağı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin AK Partiden neden bugüne kadar her hangi bir bakanlık talebi olmadı? Bir düşünün bakalım neden?
Ben kısaca izah edeyim. 2016’nın 15 Temmuz’unda yapılan darbe girişiminin ardından MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin kayıtsız ve koşulsuz tek bir şartı oldu. O da ülke bekası, bayrağın dalgalanması, ezanların susmaması için Türkiye’nin terörle mücadele konusunda asla taviz vermemesi oldu.
PKK/PYD/YPG ve lanetullah, fitnetullah FETÖ terör örgütünün yok edilmesi şartı dışında ülkücü camianın ve Milliyetçi Hareketin hiçbir şartı, şurtu olmadı. Neden? Çünkü onlar için aslolan bu devletin bekası ve geleceği için terörün belinin kırılmasıydı.
MHP’nin bakanlık, başkanlık ve başka yönetimler için bir derdi yoktu. Dert belliydi. Çok şükür ki, şimdi sınırlarımız içerisinde 120 tane bebek katili kaldı. Onların da sonu elbet gelecek. Sınırlarımız dışından tehdit ve saldırılara da anında cevap verecek duruma geldik.
Artık eskisi gibi boş dağları bombalayıp gelmiyoruz. Havalandık mı havadan, ayağımız yere bastı mı karadan indirip geliyoruz. Yani elimiz boş dönmüyoruz artık. Şimdi o günlerde MHP’nin derdi ne? Niye bakanlık istemedi diyenler, niye yerel seçimlerde bile kalelerini iktidara teslim etti diyenlere şimdilik özetle bu kadarını söylemiş olayım.
Şimdi de bir soru ben sorayım. Cumhur İttifakının ortağı MHP’yi bir zamanlar bozguna uğratmaya çalışanlar peki Millet İttifakı içerisinde bulunan başta CHP, Saadet, Deva ve Gelecek Partilerinin asıl dertleri ne acaba? Çok merak ediyorum.
Millet İttifakının tamamına bir soru daha! HDP’mi? Türkiye’mi? Şu derdinizi tam bir anlayalım…