PEKİ SİZ KAÇ LİRA’DAN ALIYORSUNUZ?

Nasıl olsa bir günah keçisi var. Ferroro şöyle Ferroro böyle diyerek demediklerini bırakmayan yerli sanayici, tüccar ve manavlara soruyorum bu kez. Peki fındığı siz kaç liradan alıyorsunuz beyler?

Adam yıllar önce kendini göstere göstere geldi. Burnunuzun dibine kadar dayandı. Sizi yavaş yavaş bitireceğim dedi. Önce aldığı arazilerle kendi ihtiyacını karşıladıktan sonra fazlasına da geçti. Peki siz ne yaptınız? Bu adamın Türkiye’de onlarca şube kurmasına nasıl seyirci kaldınız?

Fiskobirlik’in fiyaskobirlik olmasına seyirci kalanda sizler değil misiniz? Sagra’nın elimizden uçmasına seyirci kalanda siz değil misiniz? Her sene tiyatromuz hep aynı, bulun bir günah keçisi yalandan yere vurdukça vurun. Siz acaba kimi kandırıyorsunuz?

Ferroro yakın bir tarihte fındık piyasasının tamamını ele geçirip, size de kepenk indirtmezse hiç şaşırmam bilesiniz. Adam 43-44-45 liraya fındık alırken, siz neden üreticiye gel kardeşim ben 48 liradan alacağım demediniz? Diyemediniz? Adam şimdi kendi tüccar ve manavına 48 liradan fındık alacağım derken, siz neden üreticiye gel kardeşim ben 50 liradan alacağım demiyorsunuz?

Hani nerede kaldı yerliliğiniz, milliğiniz, birliğiniz ve beraberliğiniz nerede kaldı? Bence çuvaldızı önce kendinize batırın beyler. Bu tekelci ile baş etmenizin bir tek yolu var. O da ne biliyor musunuz? Yol şudur! Tekelci firmanın piyasaya girmeye başladığı andan itibaren her zaman iki tık üzerinde fiyat vererek onun önünü kesmektir. Başka türlü bu adamla baş etmeniz mümkün de değildir.

Özellikle şu devlet bizi desteklesin laflarına da çok gülüyorum. Devlet sizin hangi birinizi destekleyecek çok merak ediyorum. Fındıkta organize olup sanayi mi kurdunuz? Bir tane AR-GE’nizi gösterin bana da dişimi bari kırayım. İstediğiniz desteğin adı nedir? Bir bilelim.

Beyler, yavaş yavaş yok olmak üzeresiniz. Ben bir kardeşiniz olarak son kez uyarıyorum. Bir olun, birlik olun, bir, iki tık öne çıkın fındık üreticisini de, fındığı da bu zulümden kurtarın.

Hem kendinizi hem de milli ürünümüzü kurtarın. Yoksa elin adamı Üsküdar’ı değil fizanı bile aşar. Başınızı ellerinizin arasına alın iyice bir düşünün.

Dost acı söyler.