Şafak DELİÇAKAR

RANDIMAN NASIL ÖLÇÜLÜR?

5 Eylül 2022 Pazartesi Saat: 09:51


Bu senenin modası oldu. Fındıkta randıman ölçümü üzerinden vuran vurana… Hızlarına yetişilemiyor!

Başta, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) olmak üzere, sanayiciyi de, tüccarı da, manavı da hırsız yerine koyan koyana...

Bir önceki, “Evlere şenlik vekil” başlıklı yazımda konu ettiğim vekil bile randıman ölçümlerini hırsızlıkla ilişkilendirirse bundan sonra art niyetli insanlar ne yapmaz ki?

Hep yaptığım gibi, zaman zaman yiğidi öldürsem de yeri geldiğinde hakkını teslim ederim.

Hem TMO’yu hem de serbest piyasayı randıman hırsızlığı ile suçlayanlara ‘randıman nasıl ölçülür’ bilinmezini (!) fındığı olmayan kendim üzerimden bir örnek ile izah etmek istiyorum.

Şöyle:

Bu köşenin yazarı Şafak Deliçakar olarak TMO’ya 20 çuval fındık götürdüm. 1 çuval kabuklu fındık (Jüt) yaklaşık 80 kg dır. Çuvallar kantarda tartıldı ve 1600 kg geldi.

Yani benim teslim ettiğim ve bedelini alacağım fındığımın kilosu bellidir artık. Teslim ettiğim yer randıman bakmak için isterse 100 kg fındık alsın bana ne! Aldığı numune fındık, bedelini ödediği fındıktır. Burada üreticinin teslim ettiği fındıktan bir çalma veya hırsızlık söz konusu değildir.

Yine de randıman nasıl kırılır diye bilmeyenlere anlatayım.

Kantar başında ki görevli, hepimizin bildiği o uzun randıman borusunu tartılmış çuvallardan rastgele seçtiği en az 10 tanesine (%50 sine) sokarak numune alır.

Randıman alma boruları her çuvaldan takriben 200 gram fındık çeker. Benim rastgele seçilen 10 çuvalımdan yaklaşık 2 kg fındık ölçüm numunesi olarak alınır ve her bir tanesi zemine değecek şekilde tezgâha serilir.

Görevli, serilmiş fındığın her yerinden rastgele olmak üzere avucuyla aldığı fındıkları randıman ölçüm tezgâhının üzerine yine her biri zemine değecek şekilde tekrar serer. Sonra bunlardan tekrar ve rastgele avuçladığı fındıkları terazi tefesine 1 kg tamamlanana kadar koyar.

Tefedeki 1 kg fındığın kabuklarını içini parçalamadan kırım tepsisi içinde nazikçe kırar. Her bir fındığın içini kabuğundan çıkarır. Çıkarılan iç fındığı her birini kırım tepsisinin zemine değecek şekilde tekrar serer.

İçlerindeki çürük ve bezik (Buruşuk, şekilsiz, ezik) olanları bir kenara ayırır. Sağlam olanları terazi tefesine koyarak tartar. Tartılan iç fındığı not alır. Sonra bezik olanları terazide ayrıca tartar. Tartılan bezik fındığın miktarının yarısını yani %50 sini sağlam iç fındık miktarının üzerine ekler.

Yani sağlam iç fındığın tamamı ile bezik iç fındığın yarısının toplam ağırlığı randımanı belirler.

Çürük olan iç fındık dikkate alınmadan, bezik olan iç fındıkların %50 sini yani yarısının ağırlığı ile sağlam içlerin %100 ünün ağırlığı toplanarak randıman belirlenir. Bu toplamın değeri 500 gr yani yarım kilo gelirse fındığın randımanı 50 dir. 490 gr gelirse 49, 510 gram gelirse 51 randımandır. Her 10 gramlık eksik veya fazla gelen fark (-/+) 1 randıman demektir.

Görevli randıman için aldığı 2 kg numunenin tamamını, kırılanların kabukları, iç ve bezikleri ile birlikte bir torbaya koyar ağzını bağlar ve üzerine fındığı teslim eden üreticinin adını yazarak numune deposuna kaldırır. Bir itiraz halinde tekrar kontrol edilebilmesi için alım sezonu sonrasına kadar saklar.

Sakladığı fındığın bedelini numune alınmadan önce tartılan çuvalların kilosuna göre ödemiştir. Randıman numunesi de üreticiden çalınmış değildir.

Elbette randıman numunesi hırsızlığı değil ama “RANDIMAN HIRSIZLIĞI” diye bir şey var maalesef…

Mesela, randımanı belirlemek için tartılacak iç fındıkların bir kaçını teraziye koyarken avuç içine saklayıp tartının düşük gelmesi sağlanarak üreticinin randımanını çalanlar var… Asıl hırsızlık budur ama bu durum TMO da olamaz çünkü görevlinin bundan bir kazancı olmaz.

Ancak TMO da ya da Fiskobirlik’te randımanı belirlemek için tartılacak iç fındıkları teraziye koyarken rüşvet alan bir görevli avuç içine sakladığı iç fındığı ekleyip tartının yüksek gelmesi sağlanarak üreticinin randımanını artıranlar ve kurumunu zarar sokanlar olabilir.

Bu da başka bir hırsızlık şeklidir. Ama bu durum da serbest piyasa da olamaz çünkü kimse kendi ayağına kurşun sıkmaz.

Şimdi soruyorum! Sistem böyle iken, süreç böyle devam ederken, randıman numunesi üzerinden nasıl randıman hırsızlığı yapabilir ki?

Ama akşam eve giderken “şu kırdığım randıman içlerini götürüp çoluk çocuk evde yiyelim” diye TMO nun deposundan almışsa bunun adı elbette çalmaktır ve hırsızlıktır. Serbest piyasada böyle bir durum zaten mümkün değildir. Çalan kendi malını çalmış ve yemiş demektir.

İçim şuna acıyor!

Unvan, makam, mevki ve görevi ne olursa olsun, hepimiz ucundan köşesinden fındığın bir parçasıyız. O halde birbirimizi hep bu ayda hırsız yerine koymak niye?

Teknolojinin geliştiği, artık kimsenin saf olmadığı yerde sırf siyaset yapacaksınız diye kolpacılarınızla bu ağır ithamlarda bulunmak niye?

Üstelik ispatsız ve delilsiz kul hakkına girmek niye?

Geleneklerimizde yeri ve değeri olmayan, “hırsız” lafını, alnının teri ile çalışarak, hastasına, öğrencisine, evine-barkına ekmek götürmeye çalışan ve rızkını bu yoldan temin edenlere bu itham niye?

Neyin peşindesiniz?

Ben biliyorum da hala sen ve senin gibilerin ispatını bekliyorum. 

Yeri gelmişken şu evlere şenlik vekile bir hatırlatma daha yapayım. Bu iş senin meslek dalına benzemez. Orada dönen dolap ve fırıldaklar bu sahada pek dönmez. Mümkünde değildir. O yüzden mi her sektörü kendi sektörün gibi görüyorsun?