28 Temmuz 2022 Perşembe Saat: 10:33
OBB Başkanı Sayın Hilmi Güler ve Altınordu Belediye Başkanı Sayın Aşkın Tören tarafından, Altınordu Akyazı Mahallesinin Melet ile Civil ırmağı arasındaki kıyı bölgesi Ordu ili Altınordu ilçesinin gözbebeği bir turizm ve rekreasyon bölgesi olması, bölgede 30’a yakın işletmede 800’ün üzerinde işsize istihdam sağlanmış olması ve bir cazibe alanına dönüşmüş olmasını değerlendirerek bu bölgenin TURİZM MERKEZİ ilan edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuru yapılmış.
Önce, Ordu Mimarlar Odası Başkanı Havva Güner Eriş ile Ordu Şehir Plancıları Odası Başkanı Birol Yılmaz ortak bir açıklama yaparak Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin Akyazı’nın turizm bölgesi ilan edilmesi ile ilgili konuya açıklık getirmesini istemişler ve bu değişime karşı olduklarını eleştirerek mealen beyan etmişler.
Sonrada CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler’i imar uygulamaları üzerinden çarpıcı açıklamalarla eleştirmiş. Ama o Akyazı’nın turizm bölgesi ilan edilmesine apaçık karşı çıkmış.
Her üçü de İmar planını bahane ederek, aslında Akyazı plaj mevkiinin turizm merkezi ilan edilmesini ve o bölgede bulunan hazine arazilerini işgaliye bedeli ödeyerek pergole ve camekanlar ile çevrili halkın kullanımına açık turizm işletmelerinin kaçak yapılar olduğunu iddia ederek yıkılmalarını talep ediyorlar.
Olabilir. Eleştirebilirler. Siyaseten bu anlaşılabilirdir.
İlk bakışta bu talepleri kamuoyu tarafından siyasi veya çevreci anlayış ile yapılıyor gibi anlaşılabilir. Ama işin aslı öyle değil!
Her üçünün de bu konuda ortak ve tamamen kişisel hesapları ve hırsları var ve yargıyı etki altında bırakmak istiyorlar.
Ben tek tek anlatayım size.
Önce, Ordu Mimarlar Odası Başkanı Havva Güner Eriş Hanımefendi ile başlayalım.
Havva Hanımın evi şikâyet ettiği bölgede ve turizm işletmelerinin bulunduğu 15 Temmuz Milli İrade Caddesinin tam üstündedir. Evinin önünde yol ile bina arasında da hazinenin taşınmazı bulunuyor. Havva Hanımın eşi, bu taşınmaz üzerinde kaçak inşaat yaparak önce bir kahvehane açıp işletmiş daha sonra da PLAJ ET unvanlı bir restoran işletmecisine kiraya vermiş.
Bir süre sonra bu Plaj Et adlı restoran, kiracısı tarafından başka bir işletmeciye devir edilmiş. Devir alan kişi ile aralarında çeşitli sorunlar çıkınca Havva Hanımın eşi tahliye davası açmış. Ama 2 senedir bu dava bir türlü sonuçlanamamış.
Bu süreçte aralarında yaşanan çeşitli nahoş olaylar da ayrıca yargıya taşınmış. Kiracıyı tahliye edemeyen Havva Hanımın eşi bu defa süreci hızlandırmak için kiracı hakkında kaçak inşaat yaptı diye savcılığa başvurup, Havva Hanımın mimar olarak çalıştığı Altınordu Belediyesi İmar Müdürlüğü ve Zabıta Müdürlüğü hakkında GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK iddiası ile soruşturma başlatmış.
Sadece bu soruşturma ile kalmayıp, o bölgedeki diğer işletmelerde EMSAL OLAMASIN diye aslında pergola ve camekan gibi kalıcı olmayan imalat işleri ile yapılmış olmalarına rağmen bu durumlarını çarpıtıp kaçak inşaat yapılmıştır diye Altınordu Belediye Meclisinden “ruhsatsız ve kaçak inşaat yapma cezası” almaları için taleplerde bulunmuş hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına kadar uzanan bir sürece başvurmuş.
Yani sırf kişisel hesabı ve ihtirasları yüzünden ihtilaflı olduğu kiracısını tahliye ve kapı dışarı edebilmek için diğer işletmeleri de emsal teşkil etmesinler diye aynı çuvalın içine koyan bir haksızlığa başvurmuş, onca işletmeyi ve çalışanını zan altında bırakmış ve ilimizin bir cazibe alanının yok olmasına çaba göstermiştir.
Ordu Şehir Plancıları Odası Başkanı Birol Yılmaz ile devam edelim.
Havva Hanım gibi Birol Beyin de evi şikâyet ettiği bölgede ve turizm işletmelerinin bulunduğu 15 Temmuz Milli İrade Caddesine 50 metre mesafededir.
CHP tarafından yönetilen Eski Ordu Belediyesinde Başkan Yardımcılığı görevini yürütmüş olan Birol Bey Ordunun güzide bölgelerinden birinden ikamet ettiği evi satın alırken, O dönemde emri altında çalışan Ordu Belediyesi İmar Müdürü olan ama şu anda hem Altınordu Belediyesinde mimar hem de Ordu Mimarlar Odası Başkanı olan Havva Güner Eriş Hanımefendi ile birlikte KENDİ İKAMETGÂHLARININ BULUNDUĞU bu bölgenin KONUT ALANI olmasını sağlamışlar.
Gelin görün ki 2018 senesinde Sayın Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan tarafından çıkarılan İMAR BARIŞI ile 31 Aralık 2017 tarihinden önce inşa edilen ve ruhsatsız olan ya da ruhsata aykırılık içeren yapılar için af getirilmişti. Ciddi bedeller ödeyerek müracaat edenlere YAPI KAYIT BELGESİ verilmiş ve yapı sahiplerinden TALEP EDENLER İÇİN CİNS DEĞİŞİKLİĞİ de yapılarak isteyenlerin konutları TİCARİ YAPI haline dönüştürülmüştür.
Velhasıl, bu bölge, artık sadece KONUT ALANI değil hem konut hem de TİCARİ olarak karma bir alan haline dönüşmüştür.
Haliyle 2017 den önce inşa edilmiş, cins değişikliği hakkını kullanmış zaten ticari olarak işletilirken şimdi de aynı şekilde işletmeye devam edeceklerdir. Üstelik bu gelişme sonrasında bölgeyi TURİZM ALANI olarak bir CAZİBE MERKEZİ haline getirdiler.
Son olarak CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in durumuna bakalım.
Havva Hanım ve Birol Bey gibi Mustafa Beyin evi de şikâyet ettiği bölgede ve turizm işletmelerinin bulunduğu 15 Temmuz Milli İrade Caddesinin tam üstündedir.
Mustafa beyin evi zemin üstü birinci kattadır ve hemen yanında bir kafe vardır. Mustafa Bey bu kafenin önündeki alana, müşteriler yağmurda ıslanmasın, güneşte yanmasın diye yapılmak istenen pergolaya yıllarca izin vermemiştir.
Sebebi ise çok ilginçtir. Beyefendi denize sıfır balkonunda otururken denizin küçük bir kısmını göremeyecekmiş. Neyse ki araya giren siyasiler, telkin ve ricalar sonucunda siyasi ikbalinin de zarar görmemesi için kafenin önünün tamamına değil sadece 3 metrelik bir kısmına pergola yapılmasına müsaade etmiş.
Hâlbuki o kafe orada olmasaydı o da balkonunda oturup denizi seyrederken ne insan ve araba yoğunluğundan ne sesten rahatsız olmayacaktı.
Ne yapsınlar şimdi? Mustafa Bey balkonuna çıktığında deniz manzarası kapanmasın, Birol Bey sesten, insan ve araç kalabalığından rahatsız olmasın, Havva Hanımın eşi kiracısını çıkarsın diye bu cazibe alanındaki işletmeler yıkılsın onca insan işsiz mi kalsın?
Ahbap çavuşlar bir araya gelmiş, çeteyi kurmuş, kişisel hırs ve ihtirasları için milletin işiyle ekmeğiyle oynama peşindeler.
BENCİLLİK ve GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK bu olsa gerek.