Şafak DELİÇAKAR

KAMU YARARI NERESİNDE?

13 Mayıs 2022 Cuma Saat: 09:51

Kamu yararı, devletin ve vatandaşının ortak çıkarıdır. Yani hem devlete hem de vatandaşlarına yarar sağlayacak şeylerin tamamıdır. Dünyada buna “win-win approach” denir. Yani “kazan-kazan yaklaşımı” dır bu...

Bu yaklaşım her iki tarafın yani hem devletin hem de vatandaşın aynı anda ve eşitlikte kazandığı bir iletişim, anlaşma ve davranış biçimidir. Çatışmayı, düşmanca saldırmak veya savunmak yerine, birlikte çalışmaya dönüştürmektir.

Amacı: İlgili tüm tarafların menfaatlerini ve ihtiyaçlarını tatmin edebilecek çözümler bulmaktır.

Bizdeki anlamı ise şöyle:

Bir avuç kıskanç, muhalif ve “istemezükçü” kişilerin ortalığı velveleye vererek kamu yararı diye ideolojik görüşlerini çevre benzeri alî konuları da kendilerine siper ederek yansıttıkları (!) karşı çıkmalarıdır. Kıskançlıklarıdır!

Akyazı Mahallesi sahil yolunda oluşan sosyal ve turizm cazibe alanında, vatandaşa hizmet veren işletmelerin devlete bedelini ödeyerek kullandıkları hazine arazilerinin, aynı kafadaki “istemezükçü” kıskançların çevreyi kendilerine siper edip ortalığı velveleye vererek bakanlığa şikâyet etmeleri neticesinde işletme sahipleri ile Altınordu Belediyesi karşı karşıya getirildi.

Belediye, işletmelere ruhsat verdiği ve cam ile pergoleden mahsus olmak üzere imal edilmiş müştemilat şeklindeki yapılaşmayı durdur/a/madılar diye görevi ihmal suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.

Yıkılsınlar” diye ortalığı velveleye veren o kıskançlara iki çift sözüm var.

O alanda 38 işletme var. Her birinde 30 ile 70 arasında işçi çalışıyor. Yaklaşık 1500 kişi istihdam ediliyor. Şehir ekonomisine, turizme, sosyalleşmeye ve istihdama sağladıkları katkıları çok yüksek...

Neymiş, bunlar kaldırılsın ve o alan halka açılsınmış

Kardeşim o alan eskiden üzerinde işletmeler yokken de halka kapalıydı zaten. Hepsinin önünde insanların evleri ve o alana bakan balkonları vardı. Sen gidip o insanların evinin önünde battaniyeni serip, yatıp yuvarlanıp, top oynayıp piknik yapabiliyor muydun?

Yapamıyordun elbette...

Hatta “milletin evinin önünde oturup karısını kızını mı röntgenliyorsun lan” diyebilecek sakinleriyle kavga etme ihtimalin bile vardı…

Ama şimdi oradaki işletmeler tarafından senin için hazırlanmış güzel ortamlarda yiyip içiyorsun, oturuyorsun, eğleniyorsun ve sosyalleşiyorsun. Manzaranın ve ortamın keyfini çıkarıyorsun.

O alanın güzelliğinden ve işletmelerinden sadece 38 kişi değil tüm şehirle birlikte faydalanıyorsun. Eşinle dostunla arkadaşlarınla oturup sosyalleşebiliyorsun. Çevre illerden yabancı ülkelerden insanlar geliyor şehre katkı sağlıyor. Ordu ilinin tanıtım filmlerinde bile yer alıyor. Ordu ilini takdir ederek imrenenlere örnek oluyor. Kamu yararı olmayan, kötü bir şey mi şimdi bu?

Hangisinde kamu yararı var tekrar düşün istersen...

Üstüne ayak basamadığın, sadece önündeki konutların kullanabildiği ve devlete tek kuruş getirisi olmayan yerin mi, yoksa devlete milyonlarca lira ecrimisil bedeli, gelir vergisi, sgk primi, kdv ve benzerlerini kazandıran ve her istediğinde kullanabildiğin yerin mi?

Yoksa önünden ve uzağından geçerken “ne şanslı insanlar be… ne güzel yerde oturuyorlar” diye imrenerek serzenişte bulunduğun ve kullanamadığın yerin mi? Hangisi?

Orada ikamet edip o alanı tek başına kullanırken ve oradaki manzaranın keyfini çıkarırken, bencillik edip keyfini kendine saklamayıp halkıyla paylaşmış insanlara teşekkür etmek gerekirken, o işletmeleri yıkıp, emekçisini, faydalananı mağdur etmek doğru mu?

Kamu yararı diyorsan bu halini işletme sahiplerinden önce sen muhafaza etmelisin. “Yıkılsın”, “Kaldırılsın” demekle kimin eline ne geçecek? Kamunun ne yararı olacak? Bilakis kamu zararı oluşacak… Bunun da bir vebali olacak…

Yok, kamu yararı derken içinde bastıramadığın kıskançlıkların esiri oluyorsan orası beni de seni de aşar. Bu durumda da sana söyleyebileceğim tek şey “Allah’ım sana akıl, fikir ve vicdan versin” olur sadece…

Haaa… O işletmelere de ne olur diye merak etme sakın…

Hiçbir şey olmaz…

Bu ülkede kamu yararının ne olduğunu da nasıl arandığını da çok iyi bilen, belediye başkanları da mahkemeler ve adalet düzeni de var çok şükür…