23 Şubat 2022 Çarşamba Saat: 09:21
Yaşanan ekonomik zamlar, salgınla birlikte zor günler geçiriyoruz.
Bir elimiz yağda, bir elimiz balda günlerini rüyalarımızda dahi görmek hayal artık.
Ekonomik olarak yoksullaşan vatandaş her gün karnını doyurmak adına çözümler arıyor.
Vatandaş kredi kartlarına ve kredilere yüklenmeye devam ediyor.
Hayatında ilk kez kredi kartı kullanan kişilerin sayısı her geçen gün artıyor.
Öte yandan borçlarını ödeyemeyenlerin sayısı da artıyor.
***
Son günlerde art arta eşimin telefonu ısrarla çalıyor.
Tanımadığımız bir numara.
Eşim meşgule atıyor ancak birkaç saat sonra yine çalmaya devam ediyor.
Hiç vazgeçmiyorlar.
Hiç üşenmiyorlar.
Bu ısrarın nedenini anlamak imkânsız.
En sonunda bıktık tabi.
Arayan numaraya cevap verdik.
Bir bankanın kredi kartlarından sorumlu diksiyonu güzel bir arkadaş çıktı karşımıza.
Oldukça samimi. Oldukça sevecen. Sanırsın anamın diğer bir oğlu.
Neymiş, biz kart talep etmişiz de; “Talep ettiğiniz kredi kartınızı hangi adrese gönderelim?” diye soruyor arkadaş.
Hangi banka diye sorduğumuzda, doğal olarak verdiğimiz cevap şöyle.
“Ben sizin bankanızla çalışmıyorum. Ne emekli maaşımı alıyorum, ne de herhangi bir hesabım var.”
Genç ısrarlı tavrını devam ettiriyor. “Efendim, talep etmişsiniz, felan filan…”
Oysa eşimin böyle bir talebi de yok.
Kardeşim kapat artık işimiz gücümüz var. Kapatmıyor bir türlü.
İnatla anlatmaya devam ediyor, ikna etmeyi kafasına koymuş.
Tam 20 dakikalık bir konuşmadan sonra telefonu kapatmayı başarıyor eşim.
***
Yeter be kardeşim.
Düşün vatandaşın yakasından.
Vatandaş meteliğe kurşun atıyor farkındasınız aslında.
Peynir ekmek satar gibi kart sahibi yapıyorsunuz adamı.
Ayağa düştü her şey…