29 Kasım 2021 Pazartesi Saat: 09:56
Türkiye, günlerdir Mersin’de yaşanan Müslüme’nin olayını konuşmaya ve tartışmaya devam ediyor. Vaka da ki iddialar eğer doğru çıkarsa, vay halimize ki vay. Millet olarak tepkilerde ortak fikirlerde birleşilse de, bu tür olayların neden önüne bir türlü geçemiyoruz sorusu da maalesef akıllarımızdan yine çıkmıyor.
Düşünün bir çocuk dünyaya gözlerini açıyor. Ve karşısında ki ebeveyni ne dede mi diyecek? Baba mı diyecek? Yoksa kocam mı diyecek? İşte geldiğimiz utanç tablosunun karşısında ki son durumumuz aynen de böyle.
Yıllardır anneden başlayarak torunlarına kadar bu pervasızlığı sürdüren bu cinsi sapığa mı? Bu sapığın işlediği pervasızlığa yıllarca göz yuman geline mi? Bugün 14 yaşına gelmiş hayatının tam baharını yaşayacakken içinde bir ömür boyu taşımak zorunda kaldığı hezimet ile hayatını sürdürecek olana mı? Daha da vahimi henüz dünyadan bile bihaber 3 yaşında yaşama gözlerini yuman Müslüme’ye mi? Hangi birine yanacağız? Varın dili varan söylesin şimdi.
Buradan başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, Sağlık Bakanlığına, Milli Eğitim Bakanlığına ve İç İşleri Bakanlığına ortak bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Özellikle yurdumuzun Batı, Akdeniz ve Doğusunda nüfus yoğunluğu fazla olan bu bölgelerimizde göçebe veya yörük diye adlandırdığımız aileler derhal mercek altına alınsın. Buralarda yaşayan çocuklarımızın ve kadınlarımızın durumları tek tek gözden geçirilsin. 4 kurumdan ortak bir heyet görevlendirilsin bu çalışma derhal başlasın.
Rehberinden psikoloğuna, eğitmeninden doktoruna ve güvenliğine varıncaya kadar elimizden geliyorsa tüm illerde kurulacak uzman bir ekip ile bu çalışmaya başlanılsın artık. Tıpkı okullarımızda yapılan uygulamaların aynısını da bu alanlarda sahaya inerek yapmamız artık kaçınılmaz olmuştur.
Ben, Cumhur İttifakının liderlerinin bu konuya önem ve hassasiyet gösterdiklerinin farkındayım. Böyle bir çalışmaya da onay vereceklerine yürekten inanıyorum. Gelin hep birlikte başka Müslümelerin yok olmasına bu kez de seyirci kalmayalım. Gelin taşın altına hep birlikte gövdemizi koymaktan çekinmeyelim.
Bu arada adli tıp raporları ve ortaya atılan iddialar, bu dede bozuntusu için doğru çıkarsa, en ağır cezalara çarptırılmasını da ayrıca Türk halkı adına talep ediyoruz. Bu cinsi sapıklar, artık çocuktan anne, çocuktan kadın olamaz mantığını anlamaları lazım. Hiç değilse cezalar karşısında anlamaları lazım.