14 Nisan 2021 Çarşamba Saat: 09:48
Memlekette katil olmamak mümkün değil.
Bugün bir kez daha anladım bunu.
Memlekette kayış kopmuş durumda,
Memlekette delilik para ediyor, deliysen yırtıyorsun, deliysen kimse bulaşmıyor, deliysen idare ediliyorsun.
Ve çoğumuzun suratı ayakkabı köselesi gibi, pişkinlik had safhada…
***
Haftanın ilk günü.
Cumartesi pazar evde bunalmış, işimi halletmek için dışarı adım attım.
Bindim arabaya, çıktım yola.
Mersan kavşağında kırmız ışıkta durdum.
Yeşilin yanmasını bekliyorum.
Önümde 34 plaka bir araç var.
Aracın direksiyonunda bir vatandaş.
Beklerken sen tut, araba geri geri gel, ön tampondan vur bana.
El frenini çekip indim aşağı.
Öndeki aracın kapısı açıldı, bir adam inip yüzüme baktı ve ne dese beğenirsiniz?
“Gelip bana neden vurdun?”
Ben kardeşim, arabayı geriye kaçırıp, bana vuran sensin dediğimde verdiği cevap çok daha ilginçti.
“Olabilir, niye bu kadar arkama yanaşıyorsun?” daha neler neler. Hatalı olan benim sanki.
Adam konuşuyor, ben şaşkın dinliyorum. Hani özür dilese, dalmışım dese, azıcık bir gülümsese, omzuna dokunup, geçmiş olsun kardeşim, cana bir zarar gelmesin yeter ki, deyip meseleyi kapatacağım.
Yok, adam ha bire konuşup duruyor, kendince haklı sebepler sıralıyor.
Mübarek bu günlerde sakin olmaya çalışıyorsun ama yetmiyor.
Adam bindi arabasına, hiçbir şey olmamış gibi çekip gitti yoluna. Bende tampona baka kalıp öylece kaldım.
***
Lakin tecrübe yenilen kazıkların bileşkesidir. İki konudan eminim artık.
Memlekette delilik para ediyor, deliysen yırtıyorsun, deliysen kimse bulaşmıyor, deliysen idare ediliyorsun. Bu bir.
İkincisi; öldürenin yakasına yapışıyoruz ama…