12 Şubat 2021 Cuma Saat: 12:18
Rahmetli anam, polis karısı olması hasebiyle silaha aşinaydı. Korkmazdı silahtan. Babam her eve adım attığında, daha kapıdan girer girmez belinde taşıdığı tabancasını anama teslim eder, oda girerdi yatak odasına ve o hiç bilmediğimiz güvenli yere zula ederdi.
Birbirinden haylaz ve meraklı, etrafta ne var ne yok kurcalamakta ustalaşmış beş erkek çocuğa sahip olduklarından bir kaza yaşanmasın diye önlem alırlardı kendilerince.
O zamanlarda şehirde yaşanan olaylara polis babam müdahale ederken, evde vuku bulan her türlü namüsait durumlara rahmetli anam gizli silahını kullanarak el koyardı. Hem de oturduğu yerden, hiç ayağa kalkmadan. Hiç istifini bozmadan.
Evdeki toplumsal olayları her daim ayaklarında taşıdığı bir çift kalın topuklu terlikle bastırır, illegal olaylara izin vermezdi hiçbir zaman. Asayiş berkemal durumları yani.
Ola ki; yaramazlık yaptık. Önce anam tarafından demokratik kurallar çerçevesinde en az iki kez ikaz edilirdik. (Dağılın Uyarısı) Ancak biz o uyarıları dikkate almaz da yaramazlığa devam edersek sonuç belliydi.
Terlikler uçuşurdu başımızın üzerinde. Bazen farklı yerlerimize. Ne gariptir ki, bize doğru fırlatılan ve hızla yaklaşan o terlikten hiçbir zaman kaçamazdık. Yüzde yüz isabetle sonuçlanırdı her atışı. Olaylar anında yatışırdı. Çok direnemezdik. Çözülürdük. Ne gaz, ne cop, ne kalkan, ne kelepçe… Altı üstü bir terlik.
Nasıl yapar, nasıl becerir hayret ederdik. Çünkü o terlik bize fırlatılmadan önce kaçmak için hareket halinde olurduk ancak kaçarken dahi isabet alırdık nasılsa?
Oturup bu teknolojiyi düşündüğümüz zamanlar oldu. Buna karşı bir savunma stratejisi geliştirme çabası içerisinde bulunduğumuz zamanlarda yetersiz kaldık. Çözemedik anlayacağınız.
Ta ki askeri öğrenci olarak Tuzla Piyade Okuluna gittiğim o günlerde taarruz dersinde çaktım durumu. Jeton bize ders anlatan albayın açıklamalarından sonra düştü. “Hareket halindeki hedeflerin önüne doğru atış yapılırmış...” Bunu ilkokul mezunu anam çok önceleri çözmüş meğerse.
***
Alt tarafı terlik diyeceksiniz belki ama tecrübe başka. Rahmetli anam bu beceriyi kazanmak için kim bilir kaç atış yaptı kardeşlerime ve bana. Kaçını isabet ettirdi, kaçı boşa gitti.
Lakin hakkını yememek gerek, çalışarak, gayret ederek bunu defalarca deneyerek başardı. Öyle armut piş, ağzıma düş durumu yok yani. Tıpkı Edison gibi. Thomas Edison’un ampulü bulmak için tam 2000 deney yaptığını biliyor musunuz?
Liyakat sahibiydi rahmetli, anam. Oda biliyordu ki çalışmadan olmuyor. Üretmeden olmuyor. Alın teri akıtmak gerek, yorulmak gerek yani. Bir yerlere gelmek için emek vermek gerek. Tepeden inme olmuyor işte.
Rahmetli olmadan önceleri mutfaktan, oturma odasına doğru atışlar denemesine rağmen bir başarı geliştirmeye yetmedi ömrü.
Liyakat başka…
Ama dinleyen, dikkate alan kim?
Bak geliyor terlik…