Ufuk ERSOY

MİLLETİN EFENDİSİ

19 Ekim 2020 Pazartesi Saat: 09:55

Kameralar yansıttı. Muharrem İnce’ye feryat eden bir çiftçi  "Ben ekemiyorum, ben biçemiyorum, perişan haldeyim." dedi.

150 liraya doldurduğu deposunu şu anda 600 liraya dolduruyormuş.

Memleketin her yanındaki çiftçiye bakıyorsunuz, hakikaten mutlu değil.

Gazi Mustafa Kemal’in "Çiftçi milletin efendisidir, köylü milletin efendisidir" diyen bir anlayışın temsilcileri perişan.

Neredeyse tüm üreticilerimizin dertleri ve sorunları aynı.

Girdi maliyetlerinin yüksekliği, (mazot, gübre, elektrik…)

Fiyat,

Pazarlama sorunları,

Tekel oluşturan tüccarlar.

Eldeki verilere göre, çiftçiler; üretmek için en önemli girdiler, mazot, gübre ve ilaç fiyatlarıyla başa çıkamadıkları için, çözümü tarlalarını satmakta buluyor.

Her türlü olumsuzluklara inatla direnler ise, biriken tarımsal kredi borçlarını ödeyemeyen çiftçilerin borçlarının, faizsiz ve uzun vadeli olarak yapılandırılmasını bekliyorlar.

Oysa nereden nereye geldik.

1980’li yılların sonuna kadar okullarda Türkiye’nin ‘tarımda kendi kendine yeten bir ülke’ olduğu öğretilirdi.

Çukurova pamuk deposu, Konya Ovası buğday ambarı olarak bilinir; ülke kendi mercimeğini, pirincini, fındığını, tütününü kendisi üretirdi. 

Ekmiyorlar artık. Yine acı ama gerçek rakamlar, son 10 yılda 1 milyon çiftçinin tarımı bırakıp kente göçtüğünü ortaya koyuyor.

Ki; bu ülkenin refaha kavuşmasının ve sürdürülebilir bir ekonominin devamı tarımsal ve hayvansal üretimdedir.

Üreticiyi ve çiftçiyi rahatlatacak pansuman tedbirler almak yerine, kesin ve kalıcı çözümler hayata geçirilmelidir.

Bir ülke ancak üreterek ayakta durabilir,

Çiftçiler çöktüğü zaman ülke de çöker. 

Sofrada ekmek olacaksa, kör, sağır ve dilsiz olmanın bir anlamı yok.

Görün çiftçinin halini, duyun artık feryadını…