6 Ekim 2020 Salı Saat: 09:42
Son günlerde bizim cami altı ve çay ocaklarında ki borazancılar, sosyal medya hesaplarından yaptıkları yorum ve eleştirilerle kantarın topuzunu kaçırmalarını, takipçileri de şaşkınlıkla izlemeye devam ediyorlar. 3-5 tane beğeni veya yorum alacaklar diye kendilerini hint kumaşı zannedenlere de gösterilen tahammül ve sabır da Vallahi takdire şayan bence.
Bana göre bu borazancılar, nemalandıkları, yallandıkları yerlerden aldıkları talimatlarla, ellerine tutuşturulan yazılarla, kendi sosyal medya hesaplarında yaptıkları paylaşımlarla giriştikleri donkişotluğu kahramanlık ve dokunulmazlık zannediyorlar. Zannededursunlar.
Neden mi bu konuya girdim? Neden biliyor musunuz? Görevin, makamın, mevkiin, yerin, yurdun, paran pulun her neyse, yiğidi öldürdün mü, hakkını vereceksiniz arkadaş. Eleştiri ile iftiraları birbirine karıştırmayacaksınız? Kul hakkına ve kul vebaline hiç mi ama hiç girmeyeceksiniz. Eğer bu iftira ve kul haklarına girmeyi de göze alıyorsanız ki öyle gözüküyor, adalet önünde hesap vermeyi de göze alıyorsunuz demektir.
Şimdi bu cami altları ve çay ocaklarında kendinize kurban seçtiğiniz o ayranı olmayıp da bu sözün devamına gerek yok. Onlar var ya onlar! İşte o saflarında vebaline girmiş oluyorsunuz? İçtikleri çayı bile yaz dostum diyenleri, akşamları ve geceleri nasıl klavye şövalyesi olduklarını da biliyoruz. Ne ile tuttuğunuz bu klavye şövalyelerine yarın sizin de sahip çıkmayacağınızı biliyoruz. Tutulan bu sefiller, sizin işiniz bitene kadar! Onu da biliyoruz.
Size bir kez daha tavsiyemdir! Bu şehirde Vali’nin de, Belediye Başkanının da, Milletvekilinin de, kamu kurum ve kuruluşlarının da, sivil toplum kuruluşlarının da eleştirilmeyecek diye bir kaide ve kuralı yok. Elbette olayına, vakasına, durumuna göre eleştiri yapılır, varsa elinde çözüm önerisi önlerine konulur sonra da herkes işin seyrine koyulur.
Ancak bu eleştiriler, belgesiz, mesnetsiz, aslı astarsız, hiçbir dayanağı bile olmadan, bu içecek ayranları bile olmayan zavallılara teslim edilerek iftiralarla taçlandırılırsa! Durun arkadaş derim. Bu şehir hepimizin. Hata da insanlara mahsustur. Elbet hatalar da olacaktır. Hatayı da birlikte aşacak kültürümüz olmalı değil mi?
Fikrimiz, görüşümüz ne olursa olsun. Adımız önce Ordu olsun. İşin kolayına varmak kolay iştir. İşimiz ortak akıl olsun. İşimiz gücümüz sevgi olsun. Sevmek hiç de zor bir şey değil. sevmekte işinize gelmiyorsa işinize biraz da hoşgörü katmak olsun. Hiçbir şeyde elinizden gelmiyorsa işiniz gölge etmemek olsun. İşiniz bugünden sonrada ayransızlarla fazla yüz göz olmamak olsun. Ayransızlara da tavsiyem! Kendinize helalinden bir iş güç bakın. Veresiye çay defterleri çok kabarmış çok…