5 Ekim 2020 Pazartesi Saat: 09:47
Bizde bir söz vardır! “AŞŞIK ATMAK”, bu sözü büyüklerimiz vakti zamanında boyundan büyük işlere kalkanlara nasihat anlamında söylerlerdi. Örnekleyecek olursam, “O senin dengin değil”, “O senin ayarında değil”, “O senin akranın değil”, “O senin boyunu aşar” vs vs uzar giderdi bu nasihatlar.
AŞŞIK ATMAK sözü günlük hayatta ki yaşadığımız, kendimizce kurguladığımız olaylar üzerinde çok kullanılırdı. Sözü söyleyen ekabirlerin vardır bir bildiği diyerek hep geri adım atılırdı. Yani günümüzde ki gibi, ben söyledim oldu, ben yaptım oldu, ben bilirim, ben yaparım mantığı gibi hüküm sürülmez, ekabirin sözü tutulurdu.
Peki şimdi birde siyasette yani günümüz siyasetinde ki AŞŞIK ATMA kültürünü hiç analiz ediyor musunuz? Eskiden siyasette böyle bir kültür yoktu. Çünkü herkes yaptığı ve yapacakları ile er meydanına çıkardı. Şimdi öyle mi? Değil tabi ki, şimdi hala çamur at izi kalsın kültürü ile AŞŞIK ATMA yarışı sürdüğü için siyaset de kirlenmedi mi?
Günümüz insanları AŞŞIK ATMA’da güç egosunu çok kullanıyorlar. Kendilerini güçlü hissettikleri zaman onlara her şey mübah oluyor. Şiddette, tacizde, vurgun da, talan da kısa aklınıza ne kadar olumsuz ve orantısız güç geliyorsa o yönde ilerliyorlar. Siyasette de durum böyle, iktidar ve muhalefet çekişmelerini iyice analiz ederseniz, ne demek istediğimi anlarsınız.
Oysa biz çocukken çok güzel AŞŞIK ATARDIK! Nasıl mı? Aşşık, Erzurum yöresinde çocukların oynadığı bir oyundur. Bu gelenek hala az da olsa sürüyor. AŞŞIK, büyükbaş hayvanların ayaklarında ki oynak yerlerinden çıkarılan bir kemik parçasıdır. Oyunda Şek, Mire, Çiğ ve Töy kuralları vardı. Bu dört kural üzerinden oyunu oynardık. Kaybeden kazanana leblebi tozu veya gazoz ısmarlardı. Ben en çok ta leblebi tozu ve elma şekerine oynardım.
Birde mahallemizde Horoz Şekeri yapan Mustafa amcamız vardı. Haftanın ölü günlerinde de Mustafa amcamız iş yapsın diye Horoz Şekerine AŞŞIK sallardık. Memleket nereden nereye… İnsani ilişkilerimizde güç zehirlenmeleri ile birbirimizi yiyip duruyoruz. Siyasette egolar tavan, iktidar olmuşsun yada olmamışsın, derdi koltuk sevdası olan gürültüye AŞŞIK sallamaya da devam eder.
Sonuç itibarıyla sallayan sallayana! Kimsenin umrunda mı memleket meseleleri? Batımızda Yunan, Doğumuzda Ermeni, Güneyimizde terör örgütleri ve Suriye, birde kanayan Libya derdimiz, kimin umrunda ki? Enflasyon tavan, işsizlik tavan, açlık ve yokluk sınırı tavan, asgari ücret altında ki emekli ve işçilerin mağduriyeti tavan, esnafın derdi dağları aştı, sahi bütün bunlar kimin umrunda ki?
Ahlak erezyonu, kişilik hak ve hürriyet özgürlükleri, insan ve hayvan hakları, yaşadığımız çevre sahi kimin umrunda? AŞŞIK atmak istiyorsanız beyler, işte bu sahalarda atında bizde boyunuzun ölçüsünü görelim. Hak edene hakkını etmeyene de sözümüzü söyleyelim. Ben hala ısrardayım. Bu zihniyette olanlara sözüm; “SİZ KİM, AŞŞIK ATMAK KİM?” öyle kolay mı AŞŞIK atmak…