24 Aralık 2019 Salı Saat: 08:42
Türkiye’de her 30 saatte bir cinayet işleniyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) tarafından açıklanan verilere göre 2016'da 328 kadın, 2017'de 409 kadın, 2018'de 440 kadın öldürüldü. 2019 yılının ilk 6 ayında ise 214 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Rakamlara bakıldığında cinayetsiz bir gün geçirmiyor Türkiye.
Dün yine tüm ülkenin gözü Ordu’daydı. Ceren kızımızı katleden caninin davası Ordu Adliyesinde görüldü. Cezanın ölçüsü ne olursa olsun asla Ceren kızımızı geri getirmeyeceğini biliyoruz. Canavarın ifadeleri ise yine kanımızı dondurdu. Davaya ilgide hayli yüksekti. Ceren kızımızın ailesi bu konuda yalnız bırakılmadı.
Türkiye’nin rakamları bu şekilde elimize geldi. Ancak Ordu’da da rakamlar pek iç açıcı değil. Ordu, Karadeniz bölgesinde şiddet, tecavüz, taciz ve istismar gibi konularda zaman zaman ilk 5 içerisinde ilk sıralara kadar yükselirken zaman zaman da ilk 5 arasından bir türlü çıkamıyor. Karadeniz’in doğusundan ortasına, ortasından batısına kadar maalesef bu konularda en dikkat çeken il yaşadığımız şehir Ordu oluyor.
Biliyoruz ki, devletin İstanbul sözleşmesi kapsamında tespit ve mücadele etme sorumluluğu var. Kadın cinayetlerini, kadına şiddeti ve çocuk istismarına dair verileri tutan ve kamuoyuna açıklayan kurumlar, kadın cinayeti haberleri şikayete bağlı olmaksızın direkt kamuya yansırken; cinsel şiddet ve çocuk istismarı haberlerinin ortaya çıkması, gerek bu suçların üstünün örtülmesi gerek soruşturma ve dava süreçlerinin devam ediyor olmasından dolayı net sayının belirlenmesi zorlaşmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi kapsamında devletin ilgili mercilerinin tespit etmesi ve buna göre şiddetle mücadele yöntemlerini belirlemesi gerekirken; söz konusu makamlar bunları yapmamaktadır. Bizler, basına yansıyan verileri derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede rakamları paylaşıyoruz. Ancak çocuk istismarı ve cinsel şiddet verileri açıkladığımız ve basına yansıyan haberlerden çok daha fazla olduğunu da biliyor ve tahmin edebiliyoruz.
Ayrıca kadın hakları alanında önemli düzenlemeler yapılması gerektiği kanaatindeyim. Tedbir kararları konusunda 2019 yılında 174 bin 958 kişi hakkında, 509 bin 172 farklı tedbir kararı alınmış. Birden fazla aile mahkemesi bulunan adliyelerde bir mahkemenin tedbir mahkemesi olarak belirlenmesi üzerinde çalıştıklarını, Aile Mahkemesi bulunmayan adliyelerde ise bir asliye hukuk mahkemesinin tedbir dosyalarını takiple görevlendirilmesi çalışmaları içinde adımlar atılıyor.
Son güncel veriye göre 2019 yılı kadın cinayeti sayısı 299. Dünyada bu işin ölçütü aslında 1 milyon kişi başına düşen kadın cinayeti sayısı bakımından yapılır. Bu ölçekle bakarsak, İngiltere, Fransa, Japonya gibi ülkeler 1,8-2 bandında ülkeler grubundadır. Türkiye bu sıralamada 2019 verilerine göre 3,6 bandında yer alıyor
Türkiye'de 2016-2019 Ağustos ayları arasında öldürülen kadın sayısının 1167 olduğunu biliyoruz. Bu 1167 kadından sadece 76'sı haklarında bir koruma kararı verilmiş kadınlardır. Toplam içindeki oranı yüzde 6,5. Buradaki faillerin yüzde 86’sının daha önceden sabıkası söz konusu değildir. Faillerin yüzde 63,5 eş veya partner, yüzde 32’si ise akraba olduğu ortaya çıktı.
Kadın cinayetlerini, kadına şiddeti ve çocuk istismarına karşı mücadeleyi, toplum olarak, devlet olarak ilk önceliğimiz yapmadan her 30 saatte bir bu cinayetlerin önüne de geçmemiz mümkün gözükmeyecektir.
Bir ayrı konuda ise suçlunun suçu işledikten sonra cezaevinde beni tedavi ettirin demesi mi? Yoksa suçu işlemeden ben tedavi olmalıyım diyebilmesi mi? Önemli. İnsanlara suçu işlemeden tedavi olabileceklerinin de metotlarını irdelemek lazım değil mi? Çünkü bu tür hastalıklı insanlar doktora gitmeyi bir ayıp, günah veya ayrı bir suç sayıyorlar. Birazda çözüm noktasında işin bu boyutunu da ele almak lazım diye düşünüyorum.