16 Kasım 2019 Cumartesi Saat: 09:44
Sevemedim vedaları ben.
Veda ederken ''Allah'a emanet ol '' derim
kimin yanından ayrılıyorsam.
'”Kişi, sevdiğini Allah'a emanet ederse,
O'nu bir daha görmeden ölmezmiş. ''
Aslında “Allaha emanet ol” demek bir
duadır.
Yoksa haşa, kimin emanetini kime emanet
ediyoruz.
Haddimize mi?
Dersin, çünkü güzel bir temennidir.
Mutlu ederek ve mutlu olarak.
Söyleyenede, söylenenede huzur bırakarak.
Allaha emanet ol dersin, üzülerek çünkü
bir veda sözcüğüdür.
Hoşçakal gibi, işte gidiyorum, gidende
gönderende buruk.
Allaha emanet ol , dersin çünkü dediğin
kişiye değer verirsin
Ve sen değer verdiğin için kişinin
Yaradan'a emanet olmasını istersin.
Kimi vedalar kayanın üzerinden tozu
süpürür gibi, kimi vedalar ise diri diri mezara
girmek gibi. Öznesine göre değişiyor bu
aslında.
Dramatize etmeye de gerek yok; ancak,
kim sizin için ne ifade ediyorsa el sıkışmanızın,
sarılmanızın, ses tonunuzun bile şiddeti
değişiyor vedalarda.
Hatırlayın, öyle olmuyor mu ?
Ben vedaları Allah'a emanet ederek, son
nefesi henüz vermeyeceğimizi hesaba katarak
ediyorum hep.
Evden çıkıp, ekmek almaya giderken bile.
Kime emanet edeceğim başka ?
Emanetimin emin ellerde olduğunu bilirim
böylece. Ve sonra kulluğuma yakışır şekilde
geri isterim.
Vedalar sevilir mi hiç?
Hayır.
Ama, Allah'a emanet ettim ben de. Ne
güzel bir veda cümlesidir o.
Seni o kadar seviyorum ki; seni gerçek
sahibine, asla emanete hıyanet etmeyecek
bir dosta emanet ediyorum demek.
Bir daha görüşene kadar gözüm arkada
değil demek.
Rabbim kendisine emanet edilenleri koruyup
gözetecektir.
Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.