9 EKİM’İ, CUMHURİYET’İ ANLAMAK

2

 

29 Ekim ;

Gözyaşı dinmeyen anadır.

Topraktır.

Yanık bağırdır.

Hamile kadınların kocalarını, arkasında ki dağları yurda teslim etmesidir.

Yaşı değil gücü silah kavrayabiliyorsa babanın, ananın, gençlerin, çocukların omuz omuza cephede savaş vermesidir.

29 Ekim;

Çarıklarınla bastığın toprağa sahip çıkmaktır.

Mezarın olacağını bile bile ellerinle siper kazmaktır.

Keskin gözlerinle ateş hattında ki düşmanı izlemektir.

29 Ekim;

Bağımsızlıktır.

Özgürlüktür.

Onurlu yaşamaktır.

29 Ekim;

İçinde üzüm tanelerinin bulunmadığı yarım tas hoşaftır.

Katıksız ekmektir.

29 Ekim;

Onlarca ağırlıkta ki yükü cepheden cepheye sırtlarda taşımaktır.

Süngülerle savaşmak, karanlığa direnerek uykusuz kalmaktır.

İmkansıza inanmaktır 29            Ekim…

29 Ekim;

Köylerden cepheye bin kişi gidip bir kişi dönmektir.

Ninelerin, anaların çocuklarını kınalayıp muharebe alanına göndermesidir.

29 Ekim;

Türk kadınının dönmeyeceğini bilerek eşlerini ve evlatlarını beklemeleridir.

29 Ekim;

Yedi düvele karşı direnmek, dünyaya meydan okumak ve biz TÜRKÜZ demektir.

 

Değerli okurlarım 29 Ekim sadece bir tatil günü değildir. Gözü yaşlı Türk milletine bağımsızlık veren Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Cumhuriyet’i kurarak ilan ettiği en büyük bayramdır.

29 Ekim Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun!