23 Temmuz 2016 Cumartesi Saat: 10:37
Evet çok konuşulmaya başlandı. Kaldırılırken de, yeniden uygulanması talebi yönünde nefes aldığımız, adım attığımız her yerde yine konuşulmaya başlandı “İDAM”
Bende istiyorum; “İDAM” cezası yeniden uygulanmaya başlasın. Ama bir şartla istiyorum. Eğer bu yasayı çıkaracaksanız, geçmişe yönelik çıkarmalısınız. Bugünün tarihinden itibaren geçerli derseniz, sizin çıkardığınız “İDAM” yasasının bana göre hiçbir anlamı kalmaz. Şimdiden peşin peşin söyleyeyim.
Milletin iradesi, Milli İrade, Meclis iradesi böyle tecelli etti, bugünden itibaren “İDAM” cezası uygulanacak sakın demeyin. Çünkü Milletin iradesi, Milli İrade bu yasanın geçmişe yönelik çıkarılması yönünde. Meclis’in iradesi de, Köşk’ün iradesi de bu yönde olması kanaatindeyim.
Bu arada Türkiye’de idam cezası en son 1984 yılında uygulandı. 9 Ağustos 2002 tarih ve 4771 sayılı kanun ile (Avrupa Birliği 3. Uyum Paketi) idam cezası barış zamanında kaldırıldı.
Hemen arkasından Türkiye Kasım 2003’te 6 nolu ek protokolü onayladı. Nihayet, 14 Temmuz 2004 tarih ve 5218 sayılı kanunla Türkiye idam cezasını her koşulda mutlak olarak kaldırdı. Arkasından Şubat 2006’da 13 sayılı ek protokolü onayladı.
Türkiye’de idam cezasının kaldırılmasının Abdullah Öcalan davası ile yakın ilişkisi vardı. Öcalan’a verilen idam cezası Yargıtay tarafından 29 Haziran 1999’da onaylanmasıyla kesinleşti.
Ancak Başbakanlık kararı TBMM’ye göndermediğinden, kararın uygulanması için gereken kanun çıkmadı. Dolayısıyla uygulama ertelenmiş oldu. Bu arada Öcalan’ın avukatları 16 Şubat 1999’da AİHM'ye başvurdu.
Kasım 1999’da AİHM’nin 1. Dairesi ihtiyati tedbir kararı verdi. Kararda, AİHM’nin davayı inceleyebilmesini sağlayabilmek amacıyla idam cezasının uygulanmaması öngörülüyordu. Türkiye karara uymayı kabul etti.
AİHM’nin Büyük Dairesi 12 Mayıs 2005’te kararını açıkladığında Türkiye idam cezasını kaldırmış, 6 nolu protokolü onaylamış, 13 nolu protokolü ise imzalamıştı.
Bir daha ki yazımda ise “İDAM” hangi hallerde uygulanmalı konusunu ele alacağım…