31 Ağustos 2019 Cumartesi Saat: 11:16
Parkta dolaşıyordum. Benim gibi kel, az kilolu, ama sevimli bir vatandaşla tanıştım. Sesi incecikti ve genç bir kız sesini andırıyordu. Ama ibne veya homo değildi. Allah yaratanı.
Merhaba dedim.
Merhaba abi.
Nasılsın gardaş.
İyiyim abi, ya sen.
Eh işte ülkem gibiyim. Ne çok iyi ne de çok kötü.
Bu arada muziplik yapıyor, etraftaki arap vatandaşlarla şakalaşıyordum.
İsmin ne gardaş.
Tahir abi, Tahir dedi kısık bir ses tonu ile,
Benimki de Mehmet dedim, Mehmet Ziya.
Ne iş yaparsın Tahir,
Lokantacıydım, şimdi faturacıyım.
Nasıl yani Tahir faturacılık ne demek,
Abi ’’ doğal gaz, telefon gibi faturaları komisyon karşılığı tahsil ediyoruz’’ dedi.
Güzel iş dedim. Nereden bağladın bu ballı işi.
Herkes yapabilir abi, sadece 2 Bin TL verdim aidat şimdi kekliyoruz işte.
Ülkemizin hali nasıl diye sordum,
Sustu yetimim.
Hangi partiye oy verdim diye sordum,
Sustu fakirim.
Hayatından memnun musun diye sordum,
Korktu garibim.
Abi dedi sen ajanmısın, mit misin.
Yok dedim ne ajanım ne de mitim.
Sadece gazeteciyim.
Pahalılık hakkında ne düşünüyorsun gardaş,
Bu arada 2 çay aldım ve Tahir Bey ile çay içtik.
Abi dedi inan hiçbir partiye oy vermiyorum.
İnan görmüyorum,
Duymuyorum,
İşitmiyorum.
O nedenle hiçbir sorunum yok dedi ve kalktı hızlı adımlarla gitti Tahirim.